OLAYI ABARTIM, EVLENİYORUZ


Sonunda benim Veteriner Türkiye’ye dönüyor.  Bugün bana mesaj attı Barcelona’daymış. Ah tamam dedim şimdi bu gece oradaki barlara gitmeye kalkar, beni Kaslı, yakışıklı, seksi erkeklerle aldatırsa hiç şaşırmam diye hayal kuruyorum. İçim mi fesat, tecrübelerim mi söyletiyor bana bunu bilmiyorum. Öyle bir şey olursa; Allah günah yazmasın bende onu burada ki şişman, göbekli, bıyıklı, tıfıl, iğrenç adamlarla aldatırım. Adamın resmini çeker ona yollarım. Sonra ''beni bunla mı aldattın''? diye kendini alkole vurup amı götü dağıtır…

Her neyse adam oteline geçip efendi efendi oturup dışarı bile çıkmaya gerek duymamış. Ahhhh salak sevgilim ben olsam durur muyum? Nerede gay bar hemen atlar oradan kendime birini bulurdum. Zaten henüz ilişkinin başındasın yapıverecektin ne olucek be yavvv.  Benim Kayseri’ye gidiş biletimi almış. Bana mesaj attı. Bir sevindim bir sevindim anlatamam. Benim kadar onunda buluşmak için istekli olması beni çok mutlu etti. Lakin benim otobüs akşamüzeri sekiz ’de  Kayseri’ye varıyor. Bunun uçağı saat gece Bir’de iniyor. ‘’Eeee ben nerede bekleyeceğim’’ diye buna geri döndüm. Bana attığı mesaj aynen şöyle;

- Evde On yıllık gay dostum var. Seni o karşılayacak. Gece bir gibi beni havaalanından alırsınız. 

A benim salak sevgilim, hadi adama güveniyorsun bana niye bu kadar güveniyorsun? Hayır, kendimi biliyorum adam beni tutarsa ve çok hoş ise heyecan olsun diye baştan çıkarıp yatağa atarım. Otobüse bindim yol boyunca’ da kafamdan planlar kurdum. Yolculuğum o kadar boktan geçti ki, yanıma On iki yaşında otobüste sürekli kusan bir piç oturdu. Ben bir başkasının kusmuğunu görürsem, sesini duyarsam, kokusunu alırsam öğürürüm. İçimden öküz çıkacak gibi olurum.Peçete derken, poşet derken, içeriye koku sıkın derken öğüre öğüre Kayseri’ye kadar geldim. Evin kapısına vardığımda zile bastım duyan yok. Sonra veterinerin arkadaşının numarasını almıştım ona mesaj attım ‘’ben icimdekigay kapının önündeyim otomatiğe basar mısınız? ‘’ atar atmaz ‘’zortttttttt’’  içeri hemen girdim.  Kapının önünde benim veterinerin arkadaşını bir gördüm; offfff Allah’ım olamaz böyle bir şey… O göz, o dudak, o burun, o kaş, o saç, o vücut, tüm uzuvlarını şöyle bir süzdüm. Yok, anacım adamın ele avuca alınacak düzgün tek tarafı yok. ‘’Merhaba’’ dedim. Bana söylediği ilk şey ''şimdi İzzeti aradım'' oldu. ''Bende ‘’İzzet?+%!&?/_+%?&!+%_!  ‘’diye kaldım. İzzet benim ev arkadaşım, kankam. Arkadaşımın bu adamda numarasının ne işi var? diye içimden geçirdim. Eşyalarımı koydum. Öpüştük möpüştük. ‘’ Hımm anladım bende zile bastım duymadınız, bu arada tişörtünüz çok güzelmiş’’  dedim ve konuyu kapattım. ‘’Ben bir lavaboya gireyim’’ diyerekten içeri kaçtım. Hemen İzzet’e mesaj attım aramızda geçen diyalog aynen şu şekilde:

-kaltak sen Freddy Krueger’i(freddy veteriner’in arkadaşı) nereden tanıyorsun?
*buyurun benim
*benim tanımadığım var ayyy
-döndüğümüzde sorarım ben sana sürtük

Bu mesajlardan sonra tuvalet ihtiyacımı gidermiş gibi sifonu çekip, ellerimi yıkayıp içeriden çıktım. Salonda köpeğimiz ve kedilerimizi biraz sevdikten sonra bana açmışın diye sordu. Hayır demeyeceğim Üç şey; birisi yemek, birisi Murat boz, diğeri ’de alacağım romantik evlilik teklifi. Bana bir gün önceden hazırladığı her şeyi sofraya koydu. Hemen yumuldum. Ne var ne yok yemeğe başladım. Zaten otobüste piç midemi kaldırmıştı. Öğüre öğüre ölüyordum ondan olsa gerek epey acıkmıştım. Bir ondan bir bundan derken bir yandan da azım dolu şekilde ellerine sağlık valla çok güzel olmuş  diye söyledim. Bana veteriner ile olan dostluğunu, ilişki yaşamadıklarını, On yıldır birbirlerini tanıdıklarını, artık birbirlerini kardeş olarak gördüklerinden bahsetti. O an benim veterineri takdir ettim. Bu adam yirmi dakikadır kafamı sikiyor. Bir on dakika daha dayanamayacağım diye düşünürken, Benimki koca bir on yılı beraber geçirmiş. Valla çok takdir ettim. Şuan sabır taşı olsa alır adamın kafasına vururdum.  Tv izleyip bana dizlilerden bahsetmeye başladı. Zaman böyle baya geçtikten sonra baktım bu bilgisayardan sevgililerinin ve kendisinin fotoğraflarını açmaya başladı. Ooooo bu olayın varacağı yeri biliyorum. Âşık olduğu çocuktan bir bahsetmeye başlarsa sıçtığımızın resmidir. O değil şimdi Mayolu resimlerini falan açar beni cinsellikten hepten soğutur. Benim acil bir yol bulup bu evden çıkmam lazım. Saate bir baktım 23,40 dedim ki:

-dışarı çıksak mı? Çok sıcak içerisi.
-Tabii olur bir yerlerde bir şeyler içer oradan havaalanına geçeriz dedi.
  
Hemen hazırlanıp çıktık. Normalde çok konuşan biriyim ama yolda azımı bıçak açmıyor. Hatta sırf bu konuşmasın diye biner binmez radyoyu açtım.  Gideceğimiz yere kadar tek kelime konuşmadık. Vardıktan sonra biraz daha buna katlanmak zorunda kaldım. Ama gözüm sürekli saatte. Freddy diyor ki;

-sanırım çok özledin Veterineri, gözün sürekli saatinde.
- Hı hı çok özledim. 

Ya özledim tabi ki özlemesine de ben sırf bu işkence bir an önce bitsin diye saate bakıp duruyorum. Yok, valla normalde çok anlayışlı sohbeti seven biriyim ’de adam acayip yavan biri ya… Neyse kalktık oradan hesabı da buna kilitledim doğru havaalanına.  ‘’Acaba sevgilim bunda mı? Yoksa şu öndekinde mi?’’ diye üzerimizden geçen uçaklara bakıyorum. Zaten topu topu iki uçak inecek. Birinden birinde mutlaka çıkacaktı. O değil ’de şu uçak  gözümün önünde bir düşse valla Kayseri’de göt gibi kalırım. Benimkisi de mevta olur. Sonra gene depresyona girer yalnızları oynamaya başlarım diye düşünürken bir döndüm freddye ayy az önce bana yavan gelen o çirkin,  bodur adam birden gözümde Keanu Reeves.  Büyüdükçe büyüyor, Heybetli, yakışıklı, azından bal damlayan biri oluyor. Sanki Zeus sanki sanki anacım bildiğin götümün kenarı işte. Hayal bile edemiyorum. Hani dünyada bir tane kalsa gene vermem derler ya işte öyle. Aa dur. Yok, öyle bir şey yok aq. Dünyada bir tane kalacak, ben aylarca seks yapmayacağım, birde adamı görüp uymaz diyeceğim ha! Valla o durumda topal eşek bile adamın gözüne zebra gözükür. 
Neyse benimki indi uçaktan beni aradı ‘’dışarıda bekliyoruz hayatım gel dedim’’.  O an acayip sevindim anlatamam içim içime sığmıyor yerimde duramıyordum. Uzun zamandır sahibini görmemiş köpek gibiydim. Yanıma  geldi, karşımda görünce bir tuhaf oldum. Hemen boynuna atladım sımsıkı sarıldım. Bir yandan da çaktırmadan boynuna falan bakıyorum morluk var mı? diye. Araca bindik eve gelene kadar bir sevişiyoruz anlatamam. Arabanın direksiyonunda sanki Freddy yok. Allah’a emanet, otomatiğe bağlamışız. İnsansız uçak mübarek aldırış bile etmiyoruz. O kadar özlemişiz birbirimizi. Eve girer girmez odamıza geçtik iyice bir sevişip yiyiştik. Yattığımızda saat sabahın dördüydü. 

Sabah gözümü bir açtım arkamda bir sertlik, bu bildiğin üzerimdeki şortu sikiyle delmeye mi çalışıyor ne yapıyor anlamadım. Hayır, canın istiyorsa düzgünce uyandır, öpücükler kondur değil mi? ne o sevdiğini sikerek uyandırmak… Bazen diyorum ki bu adamın içine bir öküz giriyor. Hatta öküz üstü bir şey o kadar romantik adamı bir anda yontulmamış odun yapan Allah’ım,ne olurdu sanki benimde şu akan salyalarımı yok etsen. Evet, salyalarım. Çocukluktan beri azım açık uyuyorum. doğal olarak bütün salgılarım yastığın üstüne akıyor. Bu yüzden otobüsten nefret ediyorum. Ne zaman uyuklasam azımdan salya akar, biri görür diye tırsıyorum. 
 Bir keresinde trenle yolculuk yapıyordum. önümde iki çift oturuyordu. Ben bir uyandım füffffffffffffft  lüpppppppppppp diye… oyyyyy oyy kucağıma kadar akan salyayı yukarı geri çektim. Sanki beşamel soslu spagetti yiyorum çek çek sonu gelmeyecek sandım. Bir yandan adamların gözünün içine bakıyorum ayyyy. Tabi bunlar beni bir gördü ikisinin ’de suratındaki ifade malum. Bana pislikmişim gibi bakıyorlar. Utancımdan hemen götümü öteki tarafa devirdim, yatıyor numarası çektim. Zaten bunlarda bir beş dakika sonra hemen arkadaki boş koltuklara geçtiler. Rezil oldum hem de nasıl. Bazen Recep İvedik ile yarıştığımı düşünüyorum. Onun kadar ince ruhlu, sevecen, romantik olmasamda Bu salya ile tek rakibim Recep İvedik... Benimki şortumu delme çalışmalarına devam ederken ben kafamı bir çevirdim ona, sanki ağzımda ipek böceği var yastığa koza örmüş. Bir an kendime geldim hemen kafamı öbür tarafa çevirip salyalarımı sildim. Bu gördü tabi ‘’oy oyy aşkımın sayasıda akarmış’’ diye güldü. Lan adam hiç tiksinmedi. Gerçi köpeği ile aynı bardaktan su içen, camışın götüne elini sokan adamın benim salyamdan tiksinmesi beklemek tuhaf olur. Onun için gayet normal olsa gerek bu gibi şeyler. 
Gece çok sıcak olduğu için epey terlemiştik. Freddy ‘de uyuyor diyerekten hemen duşa girdik. Sabah ereksiyonunu duşta sona erdirdik. Biz duştan çıktığımızda Freddy mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Banyoda çıkan sese uyandı sanırım. Arkadaş suyun altında yiyişince de şak, şuk, şak, şuk diye ses çıkıyor.  Komşulardan şikâyete gelen olsa şakşuka yapıyorduk desek belki inanan bile olur.

Neyse kahvaltıdan sonra biz alışverişe çıktık. Akşam bir ziyafet hazırlayıp benimkini etkilemem gerek diye düşündüm. Lan bende yemek yapmayı da bilmem. Bu iki adam da çok güzel yemek yapıyor. Ne bok yicem diye düşündüm. Hayır, mutfağım gerçekten çok kötü. Bıçakları falan bildiğin yeni gelinin yarak tuttuğu gibi tutuyorum. Artık ne çıkarsa diyerekten ben akşam yemeğini hazırlamaya başladım. Bulgur pilavı yapacağım. Yanında da buz gibi cacık, birde Sebze çorbası yaparım. Dolapta Freddynin benim için hazırladığı soslu tavuk sote de duruyor.  Tavukları bulgura karıştırırım bunlara ben yaptım diye kakalarım. Sonra dolma falan zaten vardı. Onları ’da masaya koydum mu, birde fırında domates, biber, soğan kızartıp pilavın yanına tabağa yerleştirirsem süper. Tek iyi olduğum konu sofra düzenleme. Tıpkı dönem ödevlerim gibi. Ortaokulda dönem ödevini tırt yapardım. Kapağı bir süslerdim hoca hep yüksek not verirdi. Zaten olayın basit bir mantığı var; böyle şeylerde içerik çok önemli değil,  göze hitap etsin yeter. Her şeyi hazırladım. Bardakları, tabakları, peçeteleri, vazodaki çiçeğe kadar her şeyi harika bir şekilde masaya yerleştirdim. Yemeğin sunumu ’da bomba oldu. Sıra bunları çağırmaya geldi. Tam ben sesleniyordum ki kapı çaldı. benim veterinerin evli iki çift arkadaşı geldi. Nerden çıktı bu Tülin ve Caner  ikilisi diye düşünürken Veteriner hemen yanıma geldi. Kulağıma eğilip ‘’özür dilerim haberim gerçekten yoktu, ayrıca sofra muhteşem olmuş’’ dedi o öyle söyleyince ben hemen yelkenleri suya indirdim. Zaten bu gelen ikisi çiftte kumrular gibi valla. İlk başta bütün emeğim boşa gidecek, o kadar masa hazırladık, benimki görünce şok olacaktı, sıçtılar sürprizin yemeğin içine diye düşündüm. O sebeple bunlara nefretle baktığımdan olsa gerek sonradan oldukça kanım ısındı. Valla harika bir çift. Böyle yılış yılış, sarmaş dolaş, anlayışlı çift gillerden. Sofraya iki tabak daha koydum. Bunlar zaten masaya geçince hepsi birden ‘’oooooo bu ne kadar güzel bir masa şu yemeklere bak,  neyi kutluyoruz’’ dediler. Bende bir havalar, bir kasılmalar hiç belli etmiyorum ama götüm tavana vurdu. Bir övgüler bir övgüler sanki Misse model 2012 yarışmasında kafamda taç ile o podyumda ben yürüyorum. Teşekkür edip sofraya oturduk. Bunlar başladı tadına bakmaya ‘’Allah’ım yardım et, yardım et lütfen’’ diye dua ediyorum. Bizim Freddy pilava ve diğer her şeye bayıldı. İlk o söyledi ‘’ya sen yemek yapmayı bilmiyorum dedin ama bu çok profesyonel bir yemek olmuş. Masaya kadar her şey çok güzel dedi’’. O h kaldı 3 kişi. Benim veteriner zaten kulağıma Masayı görür görmez eğilip hayatım harikasın yaaaa demişti. Oda tasdik ettikten sonra sıra evli çiftlere geldi. Adamın söylediği şu oldu;

- içimdekigay evlenmeden önce neredeydin sen ya. 

Salak sanki ben sana varır mıydım? O muşmula suratınla yanındaki fıstık gibi karıyı bulduğuna şükret. Neyine baktıysa artık senin Allah’ın hamsterı… Neyse sonuçta herkesin yaptıklarıma götü geçti. Ben gecenin yıldızı durumdaydım. Onlara birde çay demledim. Oda süper oldu ooooooo tamam artık ben istedim bir göz Allah verdi iki göz. Şimdi hem en yakın evli arkadaşlarının hem de en yakın dostunun gözüne girdim. Artık ben bu adamın azına sıçsamda o beni bırakmaz. 

Ertesi günümüzü sürekli kitap okuyarak geçirdik. Bana daha önce sevgilisi ile böyle bir şey yapmadığını söyledi. Şimdi benim kafamdaki plan şu; adamın birçok konuda benim ilki olmam gerek ki ayrılırsak ilk onunla şunu yapmıştım, onla bunu yapmıştım, diye salya sümük ağlamalı.  Köpek olmalı peşimde… Benim bu adamla kesinlikle evlenmem gerek. Bak söylüyorum ne yapıp yapacağım bu adamla evlenip bir yuva kuracağım. Hani kızların gelinlik hayali olur ya bende hep damatlık hayali kuruyordum. Hatta ilk ilişkimde sevgilim sürekli düğünümüzden bahsederdi. En büyük hayalim bu lan, yok dur en büyük hayalim Murat Boz ile yiyişmek 2. En büyük hayalim bu adamla evlenip damatlık giymek. Türkiye’de bu çok zor ama Avrupa da o düğünü yapıp o damatlığı giyicim.Aaha yazıyorum bak buraya. Avrupa’da düğününde şemmame oynayan ilk gay ben olacağım…

Bununla akşam saat 8.00’de Freddyi otobüsüne bindirip memleketine uğurladık. Benimki Avrupa’ya gidince Freddy de evdeki hayvanlara bakıyormuş. Onlara hayvan demek istemiyorum çünkü onlar bizim çocuklarımız. Bundan sonra çocuklarım diye bahsedeceğim. Neyse bu benimki döndüğü için artık memleketine gidecek. İki günde Ona bile alıştım. Adam iyi hoş valla her şeyimize koşturuyor ,fedakâr biri. Neyse o gece ben oniki'de götü devirip uyudum. Benimki iki gibi yanıma gelip yattı. Sabah da sanırım dört gibi bu bana sarıldı. Sarıldı ama bir terlemiş vıcık vıcık, zaten bende terliyim uykulu uykulu gözümü bile açmadan aşkım bir git yaaa çok sıcak diyerek ittim. Yok, ben öyle sarmaş dolaş kış günü bile uyuyamam. Zaten azım akıyor, yüzü yüzüme kesinlikle dönük olmamalı. Birde nefesim falan kokar diye hep tedirgin oluyorum.  O yüzden direk götümü döner, yatağın en ucunda kıvrılıp uyurum ben.

Sabah bununla Erciyes’e çıktık. Beni teleferiğe bindirdi. Yukarısı o kadar serinki anlatamam. Çok eğlendim, doğada özgürce dolaşan yaban atlarına kadar her şeyi gördüm. Gece döndük. Balık ve tavuk almıştık. Sonra bu evli çiftleri çağırdık. Ben kadınla mutfakta yemekleri hazırlarken beyler balkonda sohbet ediyorlardı. Bir an düşündüm, ne kadar güzel diye. Sanki biz de evli bir çifttik, çocuklarımız sıcaktan mayış bir şekilde yerde yatıyordu. Biz yemekleri hazırlıyorduk, beylerimiz de işleri hakkında konuşuyordu. Bir hoşuma gitti anlatamam. istesem bu kadar güzel hayalini bile kuramazdım. O balıkları, tavukları mideye indirdik. Ardından çay, sonra birde buz gibi karpuz, muhabbette şeker gibi, ohhhhh mis mis harika zaman geçirdik. O gece yiyişmedik yattık. Sabah olunca ben artık döneceğim Ankara’ya. Öğlen iki arabasına bu biletimi almış. Her şeyi böyle şip şak hallediyor ya çok hoşuma gidiyor. Lan bir ilgileniyor anlatamam. Hele ki daha önce yaşadığım ilişkilerde adamın beni piç gibi, gecenin bir yarısı otogarda beş parasız bıraktığını düşününce bu adam gözümde büyüdükçe büyüyor.   

Ankara’ya ayakbastım. kafamda artık kesin yargılar oluştu evet evleneceğim adam bu olmalı diye söylene söylene evime girdim. Bir duş alıp kankam’a bana olan biteni anlatmasını istedim. Bizimki daha önce veterinerin arkadaşı ile netten tanışmış, sevgili olacaklarmış, adam bunu tutmamış. Arkadaş kalmışlar. Hatta ben veteriner ile beraberken bunlar telde, msn’de görüşüyorlarmış bana sürpriz olsun diye bir şey söylememiş. Oldu da bildiğin şok oldum aq… Şimdi en acilinden iş bulmam gerekiyor. Umarım bu yıl üniversite harçları kalkar. Bursum yok çünkü…


Gavur Amı Gibi Yanıyor Yemin Ederim


Çok fena şekilde grip oldum. Sanki sümük torbalarım patladı, sanki burnumun içinde Dominos pizza açtılar. Gavur amı gibi yanıyor yemin ederim. Bütün bir kış onca soğuk güne rağmen, -19 derecede sümüğüm bile akmadı. 38 derece sıcaklıkta grip olmayı başaran nadir canlılardanım. Bahtımı sikeyim…

Hafta sonu ev arkadaşımın İzmir’deki sevgilisi geldi. Adam izbandut gibi Kevın Costner’a benziyor. Cumartesi Sabah'ı Ankara ya indi. Sabah'ın yedisinde onların yüzünden uyandım. Bir daha da uyuyamadım. Erkenden çıkmak istemedim odamdan, yiyişmeleri için  onları rahat bıraktım. Lakin benim bir çişim geldi anlatamam. Bacaklarımı sallıyorum olmuyor. sağa sola dönüyorum olmuyor, ayağı kalktım oda da sessizce yürüyorum ıh ıh. Baktım olmayacak ''acaba balkona mı işesem?'' diye aklımdan geçirdim. Aa, yok olmaz. Destursuz balkona falan çıkarım Bill Gates gibi kalırım valla. Ya şimdi odamdan çıksam, Kankamın odasının kapısı açıksa adamlara iş üstünde denk gelirim çok ayıp olur. Hani derler ya ''ayıp yatakda olur ''onun için dedim.  Gel böyle git böyle napsam diye düşünürken Masturbasyon yapmaya karar verdim. Zaten sabah ereksiyonu çok tatlı oluyor hemen patlattım bir Otuzbir. Nasıl boşalıyorum anlatamam sanki işiyorum. Artık bir süre daha çişimi tutabilirim...Oda’da epey vakit geçirdikten sonra 10.00 gibi kahvaltıya çıktım. Sonra tanışma merasimi, ardından tekrar herkes odalarına. Akşama kadar böyle takıldık, benimde boğazımda iğrenç bir yanma ve ağrım vardı. Güneş batmasına doğru hep beraber dışarıya çıktık. Gece saat 1,00 e kadar takıldık. Sonrasında çorba içtik ve eve gelip yattık. Ertesi gün Kankam Öğlen 14,30 arabasına  adamı bindirdi. Bizim Kevin’ın ilk gay birlikteliği imiş. Benim ilk izlenimlerim  adamın çok saf ve iyi birin olduğuna yönelikti. Ben çok sevdim açıkçası. Kankam’da çok seviyor Kevin’ı. Ama pek tutmamış sanırım. Ne bileyim istediği gibi olmamış o yüzden, bir yandan Kevın ile götürürken bir yandan da Sedo ile görüşüyordu. Sedo 40 yaşlarında koca penisli bir adam. Kankamın PC’sinde fotosunu görmüştüm. Gördüğüm an tanıdık geldi zaten. Bizim evde bu adamın heykeli vardı bereket Tanrısı mı ne koca yaraklı bir heykeldi.  Kevın’da 40 yaşında hoş biri. Bana soracak olursanız ilişki yaşanacak, uzun süreli beraber olunması gereken kim diye; kesinlikle Kevın derim... Bizim Serdar hayatın çemberinden geçmiş, ununu elemiş, bacak arası süt kokan gençleri düzmekten sıkılmış, uzun vadeli ilişkiye merak salmış biri,Bu bana hiç samimi gelmiyor...

Neyse, Sedo iş için Londra’dan Ankara’ya taşınacak bir Türk. Ankara’da akrabalarıyla birlikte aynı evde bir süre kalacak, sonrasında işleri umduğu gibi giderse ev tutup temelli yerleşecek. Kankam şu aşamada Sedo ile ilişki  yaşamaya daha sıcak bakıyor. Lakin oda ilişkinin ilerleyen dönemlerinde canın çok yanacağını düşündüğü için  (o yarrağı yemekten değil, Serdar’ın hovardalıklarından) kafası oldukça karışık. Ben ''Kevın'' dedim. Ama bu adam çocuğun doğum günü hediyesini gelirken getirmedi. Kankam’ da sahiplenilmeyi, hediye alınmasını, ilgilenilmesini çok sever. Ama bizim Kevın kuru kuru seviyor. Geliyor, çakıyor, gidiyor...

Cumartesi Kevın yanımızda olduğu için kankam Sedo’ya mesaj attı. Ben Ankara dışındayım Pazar akşamı döneceğim. Serdo bunu yedi. Lakin gece, Kevın ,ben, kankam oturup sohbet  ederken çok pot kırdım. Kankamın Kevın’a söylediği bir çok yalanı az daha ortaya çıkarıyordum. Zor toparladık. Kevın’dan gizli İstanbul’da gay bara gittiğini falan neredeyse azımdan kaçırıyordum. Bende tam salağım. Yalan söylemeyi hiç beceremem. Söylediğim yalanı da 3 gün sonra unuturum. Kevın ertesi gün İzmir’e döndü. Kankam'da Akşama doğru Sedo ile buluştu. Her şey iyi hoş güzelde adam çok hard seks seviyormuş. Çocuğun dudaklarını kanatmış. Birde kol gibi sik olunca çocuğu dağıtmış. O da ‘’yok ben bunla götüremem, tatmin edemem bu adamı’’ dedi. Üstelik çok hovarda bir geçmişe sahip olduğu için güven konusunda sıkıntı yaşarım diye söylendi. Bu adamın yanında da pot kırdım. O kadar pot kırdım ki Sedo’da kankam’a ‘’Sen dün şehir dışında değil miydin?’’ dedi. Zor toparladık. Yok ya ben olmam, çok tehlikeliyim bu gibi konularda… Sonuçta isterdim ki Kevın ile uyuşabilsinler.

Eğer Kevın kankamı istiyorsa çok fedakârlık yapmak zorunda. Onu avucuna almalı öyle uzaktan uzağa zor. Ama adamda tecrübesiz ona da bir şey diyemiyorum.

YILLARDIR YARRAK GÖREMEMİŞ HUYSUZ KADINLAR GİBİYİM

Çok özledim, bu sıcak havalarda sevgilime sarılıp koklamak istiyorum. Üstelik pamuklu terleten çarşaflarım üzerinde ıslak ıslak sevişip, kasıklarıma onun sakallarının batmasını çok özledim… Özlemek ile azmak arasındaki 7 farkı bulun bakalım.

Dün gece Veteriner bana ‘’seni taaaaaaaaaaaaa İspanyadan bile çok seviyorum’’ diye mesaj attı. Ve bu benim çok hoşuma gitti. Bu mesajdan sonra kesin kararımı verdim. Evet, ilk görüşte müthiş bir çekim etkilenme yaşamadım. Ama ben onunla iyi anlaşıyorum, o da aynı şekilde benimle. Birbirimizin işine saygı gösteriyor, mesleğimizle ilgili ortak paylaşımlarda bulunabiliyoruz. Allah için hoş bir adam. Onun üzerinde yoğunlaşıyorum artık. Bana kendimi iyi hissettiren birini bulmuşken ne diye kafamın içinde lüzumsuz şeylere yer açarım anlamam. Bu ilişkiyi yüzüme götüme bulaştırmadan kendimi toparlamalıyım.


Gece skyp üzerinden epey konuştuk. Dedim ki ‘’ benimle ilgilen’’...  H
erif o kadar işin arasında her fırsatta ilk beni arıyor, Bana uzun uzun mail yazıp atıyor, ben adama benimle ilgilen diyorum.  Yıllardır yarrak görmemiş huysuz kadınlar gibiyim. Tamam, tamam artık şikayet eden bir eş olmayacak. Daha ılımlı yaklaşacağım her şeye. 

Sevgilim, Sen bu bloğu okumuyorsun. Lakin zamanı geldiğinde okumana izin vereceğim.  Beni bu kadar sevdiğin için, ilgilendiğin, Götümü kaldırıp güzel şeyler söylediğin için teşekkür ederim. İnan seni çok özledim. Bu piç’e kızma. Sadece ne zamandır kimse ona kendini bu kadar özel hissettirmedi, şımarıyor işte…  Anlarsın umarım bu çocuğu oda seni seviyor. Olurda ayrıldıktan sonra okursan götüne girsin bu blog sevgilim.


SALATALIĞA ORAL YAPIYORUM

           Taşınma işlerim bitti. Odama yerleştim sevimli bir yer oldu. Küçük birde balkonum var. Manzara olarak karşıdaki apartmanı görüyorum, yakın bir apartman. Komşularımdan biri sürekli beni izliyor tam karşımdaki daire… Bir masa ve Kitaplığa ihtiyacım var. Dün gidip şöyle bir fiyatlara baktım da el yakan cinsten. Bir süre daha beklemek en güzeli. Zaten bursum da bitti. Kendime bir burs bulmam gerek. 

           Gece dişimin ağrısı tuttu 31 çektim. 10 dakika olsa ’da ağrısı geçti. Bir rahatladım, bir rahatladım anlatamam. Bu diş ağrısı hiçbir şeye benzemiyor. Kısa sürsede rahatlamam yine başladı ağrım. Hemen bir Majestik attım 1 saat kıvrandım fayda görmedim. Baktım olmayacak hemen bir posta daha attım gene bir süre daha rahatlama. Ama her defasında yeniden başlıyor. Neler denemedim ki; domates tuzlayıp yedim geçti, bir süre sonra domates bitti. Salatalık tuzlayıp yedim bir süre sonra salatalıkta bitti. Hepsi işe yarıyor ama kısa süreli kesiyordu ağrıyı. Sonradan anladım ki boşuna yiyormuşum, ağrıyı kesen tuzmuş. Bir ara ekmek arası domates bile yaptıydım. Neyse gel böyle git böyle dişim ağrısı için amuda bile kalktıysam da fayda etmedi. En son kıvranırken uyuya kalmışım. Şimdi biraz daha iyi hafiften bir şey var ama düne göre çok iyi. Bugün diş doktoruna gideceğim. Ağzımı sikecekler ya bakalım. Sonrasında biraz işlerim var merkezde onları halledeceğim. 
      
      Babam rahatsızlanmış tahlil falan yaptırmış. Şu an iyi ama tahlil sonuçlarını bekliyoruz bakalım ne çıkacak… Nedendir bilmem aramız eskisinden çok çok iyi. Arkadaş gibi olduk...Hatta bana seni seviyorum bile diyor artık. ilk duydugumda ''ne, ne dedin?'' demiştim.  İpne kendine iyi bak deyip kıvırdı.  Neyse  böyle bir şeyi geçte olsa  yinede duymak güzeldi. 
    
      Veteriner ile konuştum dün gece ‘’senin ağızında ne var öyle ?‘’dedi. Salatalığa oral yapıyorum dedim. O da ‘’ha ne ’’ dedi. ‘Dişim ağrıyor’’ dedim bende.
Al dedi, dedi eşyalarını istiyorsan dedi, kendini dedi al kendini dedi sik dedi gibi oldu lan buda… Bir ilgi bir alaka nasıl hoşuma gitti anlatamam. Hemen götüm kalktı.’’ canım sen kapat şuan konuşacak durumda değilim’’ dedim. Bana diyor ki seninle buralara gelmeliyiz burası çok güzel harika bir yer. İyi güzelde ben Ankara’dan İstanbul’a gidemiyorum kalkıp Avrupa’ya nasıl gideyim aq. Onu bırak param olsa bu saatte evde kıvranmam acile giderim. Bak acile gidemezken Avrupa’ya gezmeye hiç gidemem. ‘’Gideriz hayatım’’ deyip geçtim. O lüks yerlere götürmek istiyor beni. Ben oralarda hesap ödeyemem diye elimden geldiği kadar halkın arasına karışmak istiyorum. Park, bahçe v.s gibi yerler bana daha uygun. Lakin o yine de bildiğini okuyor. Zaten bana hiç hesap da ödetmiyor. ‘’Öğrencisin sen dur’’ deyip mani oluyor. Kendimi çok ezik ve yiyici gibi hissediyorum. Bende telafi etmek için ona bir önceki Kayseri ziyaretimde hediyeler almıştım. Bu şekilde dengeyi sağlamaya çalışıyorum. 

       Bana  Türkiyeye 26’sında geleceğini söyledi. Erken dönüş yapıyor anlıyacağın.27’si Kayseri’ye gitmeyi düşünüyorum kısmetse. 3 yada 4 gün kalacağım. Tatil planım yattı. Kayseri’den döner dönmez hemen bir işe başlamalıyım. Daha doğrusu iş aramaya başlayacağım. Bu arada yine dişim zonkluyor ben dişçiye gidiyorum. ..

HAYATIMIN TÜM YÜKÜNÜ TAŞIYORUM

Bu aralar ev taşıyorum acayip bir telaş içindeyim ne kadar ıvır zıvır varmış evde anlatamam…3 gündür topla topla bitmedi.Hayatımın tüm yükünü taşıyorum sanki. Ne bulduysam, elime ne geçtiyse alıp eve getirmişim. Yok, lazım olur, yok anısı var öyle böyle derken doldurmuşum şimdi ise hepsini atıyorum. Kendime iş çıkardım bir dünya . Çöplükte yaşıyormuşum da haberim yokmuş. Arkadaşlarım şuan oturduğum evime yakın bir yerden ev tutmuşlardı. Bende onların yanına 3. Olarak çıkıyorum.  Şimdi eşyalarımı toplamaya devam etmem lazım elektrik, su kapama, internet ve telefonun nakli derken 1 hafta ortada olmam. Yerleşmemde zaman alır sanırım. Belki daha kısa sürer bilemiyorum, sonrasında bir tatil istiyorum. Olursa tatile çıkacağım. Benim veteriner ile çok güzel gidiyor. Oda pazartesi ailesinin yanına Avrupa’ya uçuyor baya bir süre ortalıkta olmayacak. Başkada bir bok yok hayat sakin seyrinde devam ediyor.  Maşallah diyorum sizde deyin….

NASIL BİR ORGANİZMAYIM LAN BEN?

    10-15 gün Kayseri de kalıcam diyordum ama 4 günümü  benim Veteriner ile çok güzel bir şekilde geçirdim ve işlerimden dolayı Ankara'ya dönmek zorunda kaldım. Temmuzun 5'inden beri ev ve diğer işlerim ile uraşıyorum. Veteriner ile İyi anlaşıyoruz, hoşlanıyorum. Tabi ki bu duygular karşılıklı… Ev içerisinde Kendi hayvanları var. Yani ona göre çocukları var 2 kedi 1 köpek sahibi. Sanırım bekâr olmasından dolayı yalnızlığına ortak olması için hayvanları almış yanına. . Bol bol koklaştık.  Genelde evde geçirdik zamanımızı. O işe gittiğinde ben Kayseri’ yi dolaşmaya çıkıyordum.  İncelemelerime dayanarak söylüyorum ki Vücudu kıl dolu erkek sayısı, diğer şehirlere oranla Kayseri de epeyce yüksek. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’daki erkelerimizle her ne kadar kıyaslanamaz olsa da, diğer illere göre dağılım yapacak olursak liste başı götüreceği kesin. Döğşü kıllı erkek arayanların gözüne hitap eden bir şehir Kayseri, Selçuklu Mimarisinden bolca eser kalmış günümüze. Elimden geldiği kadar birçoğunu görme fırsatım oldu. Birde Forum Kayseri’den alışveriş yaptım. Güzel bir şehir hoşuma gitti. Benim Veteriner Güneşin batışına doğru beni Ürgüp, Göremeye götürdü.  Allah’ım O kadar güzel bir manzara ile karşılaştım ki; çok güzel binalar ve bu binaların ışıklandırması, eşsiz doğa manzarası ve kolumda sevgilim offff süperdi ya. Çok tuhaftır ki sevgilimin yanında çocuklaştığımı fark ettim. O kadar salak ve aptalca çocuklaşıyorum ki tam bir şefkat, ilgi ve sevgi delisi bir şey oluyorum. Kedi gibi sırnaşıp, sevilmek isteyip arada naz yaptığımı fark ettim. İğrenç, biri bana bunları yapsa ilk günden götüne tekmeyi vururum.  Bu ilişki ne kadar sürer böyle bilmiyorum. Umarım uzun soluklu olur.  Ayrıca Yakında yurtdışına tatile gidecek, Ağustos gibi dönecek sanırım. Ailesi orada, epey bir onlarla kalacak.
   
         Bu aralar kafam biraz karışık. Ben bu adama âşık değilim. Yani ilk görüşte aşk yok ikimizde de. Ve sabahtan beri telim kapalı, Aklıma sürekli geliyor. Lakin teli açmak istemiyorum. Neden bilmiyorum. Zaten aşk bir süre sonra bitiyor diyerek kendimi teselli ediyorum. Aslında çok hoşlanıyorum ve daha çok yeni olduğu için böyle olduğunu düşünüyorum. Birlikte yeterince zamanda geçirmedik  bu yüzden kafamda soru işaretleri var. Zamanla oturacaktır sanırım bütün taşlar. Bir de bana pasif olmadı. Yani aktif ağırlıklı olduğunu biliyordum. Ama o hiç niyetlenmeyince bende sormadım bile. Benim için çok da önemli değil a olmuş p olmuş bir şekilde boşalıyoruz zaten. Ama Ankara’ya döndüğümde sikmeyi çok istediğim, eskilerden biri, yalnızca seviştiğimiz Anal yaşamadığımız bir adamı uzun bir zaman sonra online gördüm msn’de.  Bu adam bana çok yalan söyleyip beni yarı yolda bırakmıştı ve ben bu adamı çok istiyordum.  Belki cinsel dürtülerim, belki de intikam almak istemem hangisi yoğun geldi emin değilim ama hemen ona selam verdim. Biraz lafladıktan sonra Geçmişte yaşadığımız tartışmadan dolayı ona kızgın olup olmadığımı sordu. Bende değilim tabi ki dedim ve onu eve çağırdım.  Onu soydum acele etmiyordum. Masaj yapmak istediğimi söyledim ve ellerimi kremleyip sırtını ovmaya başladım. Ellerimi omuzlarına doğru götürdükçe sertleşmiş sikim onun poposu arasında gidip geliyordu. Kalçalarına öpücükler konduruyordum. Bacaklarına indim. Baldırlarından aşağı ayak topuklarına kadar ovuyor ve yalıyordum. Bir süre sonra önünü döndü. Masajı bıraktım, bacaklarını omuzlarıma aldım ve o deliğini bolca kremleyip içine girmeye başladım. Ben gidip geldikçe O ‘’ harikasın, mükemmelsin biliyorsun değil mi?’’  deyip duruyordu. Bu sorularına cevap verme gereği bile duymadım. Tek derdim onu sikip bir an önce evden yollamaktı.  Neticede farklı pozisyonlardan sonra duşa girelim dedim. Bana duşta harika bir oral yaptı ve orada devam ettik kalan sikişimize. İşimi orada bitirdim. Kurulandıktan sonra arkadaşlarımın geleceğini söyleyip kibarca siktiri çektim. 

     Şimdi ise suçluluk duyuyorum. Sen O kadar yol git, zahmete gir, çok hoşlan, geri döndüğünde sevgilini aldat... Nasıl bir organizmayım lan ben? Piçin biriyim!!! Daha ilişkinin başında bunu yapmam çok kötü oldu. Tamam, yeni başladık taze daha ilişki. Belki bundan dolayı, belki intikam belki’ de ben tam bir Orospuyum. Yıllanmış kaşar olmuşum. Kendimi çok boktan hissediyorum aslında. Sebep ne olursa olsun bunu yapmam doğru değildi ama artık dayanamıyorum. Veterinerin  ya beni en hızlısından sahiplenip, Güvenip bu tanıma evresini hızlıca geçip bağrına basması lazım. Yada canım seks istediğinde basıp gelmesi lazım. Bundan sonra böyle bir hata yapmak istemiyorum ama kendimden şuan emin değilim. 

Dün akşam 2 gay çift arkadaşım beni mangala götürdü. Çok güzel eğlendim harika bir manzarası vardı gittiğimiz yerin. Bir sürü et, meze, kavun, meyve ve rakı aldık. Saat gece 1:00'a kadar ormanlık alanda, göl kenarında, mangal yapılan piknik yerinde rakı eşliğinde sohbet edip şarkılar söyledik. O sırada Veterinerin yanımda olmasını çok istedim. Ama beni aramayı ihmal etmedi. Umutluyum ileride ona sadık bir eş olacağımı düşünüyorum. Lakin sadece düşünüyorum emin değilim, bak sonra benim başıma kakmayın bunu peşin peşin söyleyim.