Merhaba Taksim, Ben Geldim!

           Nasılsınız kızışmış kaşmer kancıklar, suyu bulanıklar, lavaş tutturamayanlar,
sike sıçanlar siz değerli okurlarım, eski dostlarım...  Aşkolar hazır olun başlıyorum. Başlarda Özet geçmem gerekli detaya fazla girmeyeceğim olayların üzerinden 6 sene geçti. Olaylar kahpeleşince detay veririm.

6 Yıl Önce... Haziran 20

Şişlide kankam Ahmet'in Evinde kalıyorum. benim en yakın 2. dostum. üniversiteden beri beraberiz.  Zaten 2 tane dostum var, 10 senelik yarenliğimin olduğu biri hetero biri gay. 

 Ahmet'in de pasif olsa çok gideri olcak ama hetero olmuş, Feminen (benim gibi) sinsi, sarışın mavi gözlü hiç hazetmediğim bir ev arkadaşı var. Ahmet'in odasında 2 kişilik kanepede yatıyorum. İşim yok iş arıyorum böyle çok sikko bir hayat. zaten sıfır olmasına rağmen sıfırlaya sıfırlaya sıfırdan  başlayacağım yeni bir hayat. Koca bir sıfır yani. Güzel tarafı kaybedecek bir şey yok, kaygılar çok az, sadece rahat rahat sikişme ve barınma ihtiyacımı karşılayacak bir hayat kurma çabası içerisindeyim.

Gündüz ev boş oluyor ama birini atmaya cesaret edemiyorum. Neticede beni bilmiyorlar. sürekli hetero taklidi  yapıyorum. Ahmet en yakın dostum ama ona da açılamam, çok seviyorum ve kaybetme ihtimalini göze alamıyorum. 

Ay istanbul'a tekrar döndüğüm için çok mutluyum. İş aramaya başladım. 1.5 ay geçti Bakırköy de anasının amında bir iş buldum. Emek karşılığı maaş felan hak getire o maaşı seks işçisine versen anca pantolon üzerinden sikini okşar. Adam beni bütün ay, her gün sikecek ama sakso parası veriyor misal.

Ahmet in odasında daha fazla kalmamalıyım. 2 kişilik bu kanepeye sığamıyorum. Bunlar setlerde çalışıyorlar, gece işte oluyorlar genelde. Ama bazen evde olduklarıda oluyor. Birgün ben işsiz, evde gündüz takılırken, boşluktan ayna karşısında bağıra bağıra şarkı söyleyip, kırıta kırta dans ediyorum. Birden lap diye odanın kapısı açıldı, içeri karı kılıklı ev rkadaşı girdi. Ben şok adam corladı, madilik yaptı. Sabaha doğru gelmiş eve. dedim ki;
-özür dilerim evde olduğunu bilmiyordum.
- çok pardon cart curt. Haklı çoçuk işten gelmiş uyucak. Neyse o gün bardağı taşıran son damlam olmuştu, zaten evde olmam ona batıyordu. Kankama sölemiş.  
-gitsin artık! diye bende mecbur Bakırköydeki işe başladım. Ev arıyorum, Taksimde Tarlabaşında  1+0 çok güzel terası olan bir daire buldum. Adamla buluştum parasını hemen verdim. faturalar dahil eşyalı güzel bir daire. İçinide Sanat eserleri ile doldurdum, heykeller, resimler o zaman böyle sanat sepet işleri ile yoğun uğraştığım dönemlerdi. Kankimin ordan çıkmadan biriyle buluştum, koşa koşa gidip kadın çamaşırları aldım. Bu evden çıkmadan birini  atıcam. :D  Giyindim kuşandım cd bekir abi style. Eldeki imkanlarla o zaman anca öyle. Ama  fiziğim olay. Parlak, ince bel, geniş basen, güzelimm... ya tamam abartttım. Basen yok, göt yok. Zayıf, uzun, ince, kara kuru ama gencim o yeterli. Biriyle tanıştım adı İsmet. Bu adamı unutmayın çünkü 6 yıl süren ilişkimin başrol oyuncusu. Ben bunun fotosunu gördüm dedim bu bana bakmaz, yazmaz bu bana ama yinede bir şansımı deneyim. 

-Selam nasılsınız? (Kibar hanımefendi seks yaşantısı olmayan kezban bir imaj çizmeye çalışıyorum)

-Selam iyiyim siz?
Nerden?

-İyi bende Şişlide kalıyorum geçici bir dairede, kendi evim taksimde tadilat görüyor 10 gün sonra geçicem şuan bir arkadaşımın evinde misafirim.

-Anladım. Nelerden hoşlanırsın?

-Ben edebiyat, sinema birde müzik ile ilgileniyorum, resim heykelde yapıyorum. Akademide kariyer yapıyorum ve bir yandan çalışıyorum. (aslında full gırtlak saksoya bayılırım. Rimming severim, 69 en sevdiğim pozisyon yazıcaktım ama adamı ürkütmek istemedim.)

-harika tanışmak isterim müsaitmisiniz? (ben böyle şeyler yazınca İsmet içinden 
-bana bakmaz, bu kadar donanımı olan biri. ne işi olur benle? demiş)

Neredeyse kaş yapayım derken göz çıkarıcaktım amk.

Bu salak ben taksimde oturuyorum, evim tadilatta, şişlide kalıyorum. Demiştim ama kalkıp taksime gitmiş. Ordan aradı, dedim şişlideyim. Taksiye atladı geldi tanıştık. Adama bayıldım, çok temiz kalpli biriydi, bana kendimi o kadar özel hisettirdiki çizdim onu kalbime. Dedim bundan sevgili olur. Tek sorun ben herzaman cd değilim, fantezi olsun diye arada takılıyorum. Senede sadece bir kaç.

Bu arada Kenan İmirzalıoğlu gibi gezen ben artık cd olmaya başladım. İçimdeki kadın iyice çıkıyordu. Bunu tamamen aile bağlarımı koparmama bağlıyorum. Artık hesap vereceğim hayatta kimsem yoktu. Bende toplumumdan kendimi saklamak yerine salıvermiştim.
Aslında ben böyleyim ya sakal bıyık seviyorum dediğim halimin gerçekte bir savunma mekanizması vb olduğunu farkettim. Üstünde çok duramayacağım ilerde bu konular için ayrı yazılar yazacağım daha derinliği olan. Anlatıcak çok şeyim var aşkolar hızlı geçiyorum buraları.

10 gün geçti kendi evime çıktım. Bir yandan Üniversitede Yüksek Lisans yapıyorum, bir yandan çalışıyorum. Tez döneminde olduğum için okula gitme zorunluluğum yok. Tam Zamanlı bir işteyim. 

Ve benim için büyük bir zafer oluyor bu ev. Çünkü okul bittikten sonra elimde bavul oradan oraya sürüklendim. hiç bir zaman kendi evim, kendi hayatım olmadı. Dost dediğim aile dediğim 2 kişinin yanında barındım. Eski bir ilişkime sarıldım. Tekrardan ve olmıyacağını bilerek ama umarak. Tutunacak bir dal aradım. Babam barındırmadı evinde. Annemin pamuk ellerine tutunamadım senelerce. 
Barınma ve bir yere ait olma çabası yüzünden senelerim geçti gitti. Ama şimdi kendi evimdeyim Yüksek lisans için gelmiştim beş parasız İstanbul'a. Çok zor zamanlar geçirdim. Ama Hep bu zorlukların içinde gülünecek birşeyler buldum. Başarı hikayesi değil bu.

HAHAHAHAHHAHAHA amk 20 km yürüdüm param yok diye gururumdan akbil bastıramadım. Sonra ölmeye yakın binip rica ettim. Akbil basan adam aşırı yakışıklıydı. Yol boyunca onu kesip nasıl saksoladığımı hayal ediyorum ve hopppp  hiç derdim kalmadı. :D sanki 20 km yürümedim, çorabım delinmedi, ayağım altı su toplayıp patlamadı. Böyle işte. Sürekli orospuluk, macera peşinde geçti gitti zaman. Ben acılarımı, zorlukları ağlayarak değil, gülerek, boşvererek, başka şeylere odaklanarak aştım, durmadım üzerinde.

Mizah ile olaylara bakmak çok değerli birşey, yaşadığım tüm berbat anlara bakıyorum hepsinde kahkayı basmışım. Bazen Ağladım, zırladım ama uzatmadım. Geçmişe baktığımda benim haftalarca bunalım takılıp ağlama lüksüm yokmuş onu görüyorum. Her yerim yara bere dolu ama nasıl düştüğümü hatırlamıyorum. Öyle yaşadım işte hayatı, öyle yaşattı hayat bana kendisini...

Evet bundan sonra hayatımın en ama en çok eğlendiğim, en çok güldüğüm, en çok macera yaşadığım, karakolluk olduğum, sabahlara kadar sokaklarda gezdiğim. Seksin dibine vurduğum. kaba kasıklı adamların seslerinin her gün kulağımda iniltiye dönüştüğü 2 senesi geliyor. Olaylar Mutlu sonla bitmiyor aşkolar. Yine çok derinleşip yazacağım yazılar olacak ama başlangıç kısımları sıkmamak adına hızlı geçiyorum.