Photos

3-tag:People-1110px-slider

Merhaba Taksim, Ben Geldim!

           Nasılsınız kızışmış kaşmer kancıklar, suyu bulanıklar, lavaş tutturamayanlar,
sike sıçanlar siz değerli okurlarım, eski dostlarım...  Aşkolar hazır olun başlıyorum. Başlarda Özet geçmem gerekli detaya fazla girmeyeceğim olayların üzerinden 6 sene geçti. Olaylar kahpeleşince detay veririm.

6 Yıl Önce... Haziran 20

Şişlide kankam Ahmet'in Evinde kalıyorum. benim en yakın 2. dostum. üniversiteden beri beraberiz.  Zaten 2 tane dostum var, 10 senelik yarenliğimin olduğu biri hetero biri gay. 

 Ahmet'in de pasif olsa çok gideri olcak ama hetero olmuş, Feminen (benim gibi) sinsi, sarışın mavi gözlü hiç hazetmediğim bir ev arkadaşı var. Ahmet'in odasında 2 kişilik kanepede yatıyorum. İşim yok iş arıyorum böyle çok sikko bir hayat. zaten sıfır olmasına rağmen sıfırlaya sıfırlaya sıfırdan  başlayacağım yeni bir hayat. Koca bir sıfır yani. Güzel tarafı kaybedecek bir şey yok, kaygılar çok az, sadece rahat rahat sikişme ve barınma ihtiyacımı karşılayacak bir hayat kurma çabası içerisindeyim.

Gündüz ev boş oluyor ama birini atmaya cesaret edemiyorum. Neticede beni bilmiyorlar. sürekli hetero taklidi  yapıyorum. Ahmet en yakın dostum ama ona da açılamam, çok seviyorum ve kaybetme ihtimalini göze alamıyorum. 

Ay istanbul'a tekrar döndüğüm için çok mutluyum. İş aramaya başladım. 1.5 ay geçti Bakırköy de anasının amında bir iş buldum. Emek karşılığı maaş felan hak getire o maaşı seks işçisine versen anca pantolon üzerinden sikini okşar. Adam beni bütün ay, her gün sikecek ama sakso parası veriyor misal.

Ahmet in odasında daha fazla kalmamalıyım. 2 kişilik bu kanepeye sığamıyorum. Bunlar setlerde çalışıyorlar, gece işte oluyorlar genelde. Ama bazen evde olduklarıda oluyor. Birgün ben işsiz, evde gündüz takılırken, boşluktan ayna karşısında bağıra bağıra şarkı söyleyip, kırıta kırta dans ediyorum. Birden lap diye odanın kapısı açıldı, içeri karı kılıklı ev rkadaşı girdi. Ben şok adam corladı, madilik yaptı. Sabaha doğru gelmiş eve. dedim ki;
-özür dilerim evde olduğunu bilmiyordum.
- çok pardon cart curt. Haklı çoçuk işten gelmiş uyucak. Neyse o gün bardağı taşıran son damlam olmuştu, zaten evde olmam ona batıyordu. Kankama sölemiş.  
-gitsin artık! diye bende mecbur Bakırköydeki işe başladım. Ev arıyorum, Taksimde Tarlabaşında  1+0 çok güzel terası olan bir daire buldum. Adamla buluştum parasını hemen verdim. faturalar dahil eşyalı güzel bir daire. İçinide Sanat eserleri ile doldurdum, heykeller, resimler o zaman böyle sanat sepet işleri ile yoğun uğraştığım dönemlerdi. Kankimin ordan çıkmadan biriyle buluştum, koşa koşa gidip kadın çamaşırları aldım. Bu evden çıkmadan birini  atıcam. :D  Giyindim kuşandım cd bekir abi style. Eldeki imkanlarla o zaman anca öyle. Ama  fiziğim olay. Parlak, ince bel, geniş basen, güzelimm... ya tamam abartttım. Basen yok, göt yok. Zayıf, uzun, ince, kara kuru ama gencim o yeterli. Biriyle tanıştım adı İsmet. Bu adamı unutmayın çünkü 6 yıl süren ilişkimin başrol oyuncusu. Ben bunun fotosunu gördüm dedim bu bana bakmaz, yazmaz bu bana ama yinede bir şansımı deneyim. 

-Selam nasılsınız? (Kibar hanımefendi seks yaşantısı olmayan kezban bir imaj çizmeye çalışıyorum)

-Selam iyiyim siz?
Nerden?

-İyi bende Şişlide kalıyorum geçici bir dairede, kendi evim taksimde tadilat görüyor 10 gün sonra geçicem şuan bir arkadaşımın evinde misafirim.

-Anladım. Nelerden hoşlanırsın?

-Ben edebiyat, sinema birde müzik ile ilgileniyorum, resim heykelde yapıyorum. Akademide kariyer yapıyorum ve bir yandan çalışıyorum. (aslında full gırtlak saksoya bayılırım. Rimming severim, 69 en sevdiğim pozisyon yazıcaktım ama adamı ürkütmek istemedim.)

-harika tanışmak isterim müsaitmisiniz? (ben böyle şeyler yazınca İsmet içinden 
-bana bakmaz, bu kadar donanımı olan biri. ne işi olur benle? demiş)

Neredeyse kaş yapayım derken göz çıkarıcaktım amk.

Bu salak ben taksimde oturuyorum, evim tadilatta, şişlide kalıyorum. Demiştim ama kalkıp taksime gitmiş. Ordan aradı, dedim şişlideyim. Taksiye atladı geldi tanıştık. Adama bayıldım, çok temiz kalpli biriydi, bana kendimi o kadar özel hisettirdiki çizdim onu kalbime. Dedim bundan sevgili olur. Tek sorun ben herzaman cd değilim, fantezi olsun diye arada takılıyorum. Senede sadece bir kaç.

Bu arada Kenan İmirzalıoğlu gibi gezen ben artık cd olmaya başladım. İçimdeki kadın iyice çıkıyordu. Bunu tamamen aile bağlarımı koparmama bağlıyorum. Artık hesap vereceğim hayatta kimsem yoktu. Bende toplumumdan kendimi saklamak yerine salıvermiştim.
Aslında ben böyleyim ya sakal bıyık seviyorum dediğim halimin gerçekte bir savunma mekanizması vb olduğunu farkettim. Üstünde çok duramayacağım ilerde bu konular için ayrı yazılar yazacağım daha derinliği olan. Anlatıcak çok şeyim var aşkolar hızlı geçiyorum buraları.

10 gün geçti kendi evime çıktım. Bir yandan Üniversitede Yüksek Lisans yapıyorum, bir yandan çalışıyorum. Tez döneminde olduğum için okula gitme zorunluluğum yok. Tam Zamanlı bir işteyim. 

Ve benim için büyük bir zafer oluyor bu ev. Çünkü okul bittikten sonra elimde bavul oradan oraya sürüklendim. hiç bir zaman kendi evim, kendi hayatım olmadı. Dost dediğim aile dediğim 2 kişinin yanında barındım. Eski bir ilişkime sarıldım. Tekrardan ve olmıyacağını bilerek ama umarak. Tutunacak bir dal aradım. Babam barındırmadı evinde. Annemin pamuk ellerine tutunamadım senelerce. 
Barınma ve bir yere ait olma çabası yüzünden senelerim geçti gitti. Ama şimdi kendi evimdeyim Yüksek lisans için gelmiştim beş parasız İstanbul'a. Çok zor zamanlar geçirdim. Ama Hep bu zorlukların içinde gülünecek birşeyler buldum. Başarı hikayesi değil bu.

HAHAHAHAHHAHAHA amk 20 km yürüdüm param yok diye gururumdan akbil bastıramadım. Sonra ölmeye yakın binip rica ettim. Akbil basan adam aşırı yakışıklıydı. Yol boyunca onu kesip nasıl saksoladığımı hayal ediyorum ve hopppp  hiç derdim kalmadı. :D sanki 20 km yürümedim, çorabım delinmedi, ayağım altı su toplayıp patlamadı. Böyle işte. Sürekli orospuluk, macera peşinde geçti gitti zaman. Ben acılarımı, zorlukları ağlayarak değil, gülerek, boşvererek, başka şeylere odaklanarak aştım, durmadım üzerinde.

Mizah ile olaylara bakmak çok değerli birşey, yaşadığım tüm berbat anlara bakıyorum hepsinde kahkayı basmışım. Bazen Ağladım, zırladım ama uzatmadım. Geçmişe baktığımda benim haftalarca bunalım takılıp ağlama lüksüm yokmuş onu görüyorum. Her yerim yara bere dolu ama nasıl düştüğümü hatırlamıyorum. Öyle yaşadım işte hayatı, öyle yaşattı hayat bana kendisini...

Evet bundan sonra hayatımın en ama en çok eğlendiğim, en çok güldüğüm, en çok macera yaşadığım, karakolluk olduğum, sabahlara kadar sokaklarda gezdiğim. Seksin dibine vurduğum. kaba kasıklı adamların seslerinin her gün kulağımda iniltiye dönüştüğü 2 senesi geliyor. Olaylar Mutlu sonla bitmiyor aşkolar. Yine çok derinleşip yazacağım yazılar olacak ama başlangıç kısımları sıkmamak adına hızlı geçiyorum.



Gabile Sohbett Kapandı mı? Yasaklandı mı?

Evet, Gabile sohbet ve  Hornet kapanmadı! yasaklandı. Aslında bizlerin yaşam hakkı yasaklandı. Pandemi süreciyle birlikte kendimizi kapattığımız  çekildiğimiz köşelerimizde bizler gibi insanlar ile tanışıp bir nebze olsa bu depresif halden kurtulmaya çalışıyorduk. Sohbet sohbeti açıyor arkadaş dost bulabiliyorduk. Zaten yaşamanın zor olduğu Yasakların sansürlerin peşi sıra geldiği ülkemizde özellikle toplum tarafından kabul görmeyen bizler parklara, hamamlara, sokaklara bir şekilde itilmek zorunda bırakıldık. Böylemi pandemiyle baş edilcek. Tam zamanında herkesi  evlerden çıkartmaya kışkırtan öfke ve nefret oluşmasına sebep veren bu zihniyetin bu çagda kötü yönetim anlayışına son vermesini diliyorum. Kendimiz gibi insanları bulabildiğimiz görece güvenli bir alan olan bu sitelerin engellenmesi aynı zamanda LGBTİ+ bireyleri yalnızlaştıran bir süreci beraberinde getiriyor.

HEPİMİZ İĞRENÇ BENCİLLİĞİMİZLE HAK ETTİĞİMİZ YALNIZLIĞIN İÇERİSİNDEYİZ

Polisiye tadında yaşadığım olaylara dönmem gerekirken içinde bulunduğum durgun anın tadını çıkarıyorum.

*Sanırım telefonumu sessize almam gerekiyor. Siki kalkan mesaj atıyor. Gözümün ucuyla bakıyorum telefona. Sonra merakıma yenik düşüyor elime alıp mesajları okuyorum, aslında hepsi daha iyi bir sikiş için, daha sert sikilmek ve belki de daha da ilerisi, daha fazlası, hep daha fazlası...
 Ama yanılgılarımın köpeği oldum. Düz bir insan değilim her yaptığım şeyin altında bilinç altımda yatan bir şeylerin,  sosyolojik ve toplumsal şeylerin bana dokunmuş yanlarını ararım...

*Bütün gün patronumdan ve müşterilerinden emirler almak beni bezdiriyor. Bana parasının gücü ve makamının gücüyle emir veren o erkeklerin nefretini hafta sonuna saklıyorum. Maçho tipler arıyorum. Birini bulduğumda ise kendimi ona becertirken,  beni siken o sert erkeğin iğrenç ve boktan seks yaptığına tanık oluyorum. Çoğu zaman o sert adamın mıy mıy sikişini belleğime kazıyorum.
 İşte sonra ofiste o   sakallı, takım elbiseli iş adamları esip gürlerken, onlara bakıp içimden aslında yatakta bir homo gibi seks yapan ve duygusallaşan biri olduklarını, ne kadar güçsüz olduklarını kendinme söylüyorum. Maskeler maskeler... Bir orospu için  insanların en yücesi yatakta sağlam sike bilendir.

   *Uzak zamana gitmeyeceğim en azından bu yazımda daha yakın zamanda yaşadığım olaylara yer vereceğim. Geçen hafta sonu  cumartesi sabahı kalktım. Miskin bir ruh hali. Yataktan çıkmak gibi bir düşüncem yok. Bir elim sikimde Bir elimde telefon 31 mi çeksem bilimsel, sosyolojik, felsefi  bir şeyler mi okusam muallaktayım... Bir Zizek okuyor bir porno arıyorum. Arada facebook'a bakıyor kedili köpekli sevimli videolar izliyor sıkılıyorum. Instagram'a sarıyor like like like like bayıyor. Twitter a girip bir kaç post bırakıyorum.  Sonra yine aklımdakine değilde elimdeki sikin köpeği gibi porno arıyorum. 

Sarmıyor hiç bir şey. Boşalınca en azından kuduz köpek gibi başka şeylere saldırmıyor daha usturuplu şeylerle ilgileniyorum. Sanırım sizinde hemen hemen yaptıklarınız böyle değil mi?

Akşam için bir yandan plan yapıyorum.  Plan ne mi???  sağlam bir sikilmem lazım. Sabaha kadar ssex and drug,  Düşünmek istemiyorum... Entelektüel birikimim, yeteneğim bir tarafa faydalı bir şey yapmak istemiyorum. Ben bu toplumun çoğunluğunun  normal olarak görmediği biriyim! 

Evlenemiyorum neden? geleneksel aile yapınız, din kültürünüz, inançlarınız, homofobiniz, bencilliğiniz ve daha bir sürü şey... Ve tüm bunlar yüzünden bütün hayatım boyunca sokakta sevgilimle el ele bir kez bile yürüyemedim. Ona korkmadan  sarılamadım. Aman başkası tuhaf bakıyor mu? diye görünür olmaktan hep çekindim. Politik olmadım. Olamadım... Kimlik  sorunumun  beraberinde getirdiği  psikolojik bunalımlar, sağlıksız ilişkiler, leğen gibi bir göt ve geçen 15 20 yıl...  Geri gelmeyecek gençliğim!

Hepinizin anasını sikeyim piç kuruları sizler iyi insanlar değilsiniz!
Yamuk sikli erkek görünümlü kancık  götçüler sizi. 

Sizin için sosyal sorumluluk projelerine katılıp dünyayı daha yaşanabilir bir hale mi getireyim. Asla!!!
Hafta sonu bu sikik hayatımı daha sağlıklı yaşamak için spor mu yapmalıyım!
Asla!!!!
Otuzumdan sonra göbek yapıyorum diye önlem mi alayım?
İçimde şevk bırakmadınız piç kuruları!

Kendimede saygım yok senin var mı?Para için neredeyse yapamayacağım şey yok gibi.
Belki On bin tl veren ve hoşuma giden biri olsa fahişelik bile yapabilirim...

Çünkü tüm bu  yapacağım toplumsal ahlak yapısına ters düşen şeyler sizin kadar iğrenç olamaz!

Şimdi siktirip gidin, biraz daha bekleyin. Yine yazacağım...









En Kötü Orospu

Üç yıl ara verdiğim bloğuma Bugün uğradım. Yorumlarıyla her yazdığımı okudum. Üniversite biteli 5 yıl oldu. Okurken kendimden çok başka birini gördüm. Kah güldük kah ağladık. Sikilip sikilip, Âşk diye yollara düşmüş Şems gibi doğduk her sabah farklı şehirlerin şafağında. Hikayelerinde  bulduk kendimizi tanımadığımız adamların. Kimi zaman da Tek gece adını verdiğimiz yalnızlık isyanlarında,  yatağımıza aldığımız  yabancıların keskin soluklarında biz yazdık hikayelerimizi. Kasık tırmalayan karabasanlar büyüttük içimizde. Çocukken  korktuğumuz gecelerde aradık aşkı   ve en  kirli kalplerde.
Neyse bu şiirsel kasvetli  sikik intro zırvalığını geçiyorum. Freud'un dediği gibi; İçimdeki Ahlaksız Nagmeleri kusuyorum neden çünkü İd olmassa mutlu olamazsınız. Süperego olmassada mutlu olamassınız. Bu ikisi arasında denge kurabilmiş ego normal insanlarda (baba freud okumuş abiiii yazıcam tabi az kültürlü ipne olduğum belli olsun) Devamınıda google dan bakınız "İlk küfür eden uygar insandır" diyerekten. 
Sevgili dostlar ne bir Güzin abla oldum ne Sunay Akın Aylık gelirim 2600tl  Askerliği yapmadım. Çürük Aldım Götümün akıyla. Gurur Duymuyorum ama Yasal hukusal düzlemde eşcinselleri yok sayıp  Benden yine  yasal hukuksal düzlemde Erkek egemenen bir hiyerarşi içerine dahil olmamı isteyen sistemi reddettim. Şaka şaka valla götüm yemedi yapmayı. Hem Ben vatani borcumu daha faydalı şeyler yaparak fazlasıyla ödüyorum. Özetle sanane amın evladı. Yapmadım işte. Sebep çok amk.
Ama içimde hep ukte kaldı ünofrmalı bir komutan...
 Size yazacağım çok maceram anım birikti. Okuyunca çok şaşıracağınız hadi canım sende diyeceğiniz ve normal insanın yapmıyacağı şeyleri yaptığıma tanık olacaksınız.

Onun haricinde çok ağladım, çok güldüm, polisler, torbacılar, Tarlabaşı, İstanbul, Ankara, Mısır ve Amerika arası olaylar... Hazır olun Bambaşka bir İçimdekigay'e tanıklık etmeye... (çok sikik bir filmin şişirilmiş trailerı gibi oldu biliyorum ama eski sezonumu okuyanlar bilir daha final yapmadım) bak bu oldu ;)



BABAMIN CENAZESİ

Çoçukluk Yıllarımı  annemin evde gelinliği'nin eteklerini sürttüğü o eski kırımızı halının üzerinde tv karşısında geçirdim. En azından okuldan ve dışar da arkadaşlarımla geçirdiğim vaktin kalanında evdeki babamla olan ilişkimin özeti bu. Ben halıda oyun oynar, yemek yer, babam ise haberleri izledikten hemen sonra sosyal hayatını oluşturan kahve masaları, okey, pişti gibi oyunlarla vakit geçirirdi. Benım butun çoçukluğumu ve ergenlik sürecimde anılarıma bu şekilde kazındı. 22 Yıllık aile hayatımda beraber aynı masada ne yemek yedik nede beraber bir oyunda karakter olabildik. birbirimize bir o kadar tanıdık bir o kadar yabancıydık. 23 yaşıma geldiğimde cinsel kimliğimi keşfetmeye başladım. evde kendime ait bir odam olmadığı için salonu kendime bir yer edindim. babama göre evde ayrı odalar olamaz,ev onun ve hepimiz ona aittik. Okulum bitmiş ve ben geri kalan yıllarmı ailemın evinde kalıp çalışarak geçirmeye başlamıştım. akşamları ise geç'de olsa sahip olduğum odamda pc başında eşcinselliğin ne olduğunu  anlamdırmakla geçiriyor, kendimi ve benim gibi olan insanları aramaya başmıştım. Sevgiyi, aşkı en çok da gerçekten benımle gurur duyacak, benı sevecek ve benı bağrına basacak birini aradım. Babamdan duymadığım sözleri belkide duyacağım rol modelım olacak o adamı aslında bakarsanız babamı arıyordum. Ona her yakınlaşmaya çalıştığımda baba dediğim her kelime boğazımda ba hecesinde ıslanıyor arsıdnan ''ne istiyorsun''? diye yanıt verdiğind gözlerimden yaş olarak düşüyordu. ona göre babalık ailesinin karnını doyrumak. Belli bir yaşa kadar çoçuklarını büyütmekti. Sevgiyi anlamlandıramıyordum. dokunmaktan ziyade sözcüklerin sevgiyle anlam bulmasından ziyade sadece poşette duran 4 yumurta 2 ekmek den ibaretti sevgi.
Babamla 23 yaşımın son aylarında çok tartıştık sürekli ona sevgiyi anlatmaya çalıştım sürekli ona başımı hiç okşamadığını söyledim her seferinde o 4 yumurta 2 ekmek ile cevap verip kapıyı yüzüme vururdu.
geceleri pc başında geçirdiğim sürede bir adamla tanıştım, babacan, olgun,44 yaş ve dudaklarından beni çok seveceği, korkmam gerektiği gibi bir çok kelime düşüyor, benim ne kadar güzel olduğumu devamlı söyleyip bana kendimi çok özel hissettiriyordu. artık herşey daha zordu. babamdan sevgi ummayı bırakıp ondan nasıl uzaklaşabilirim soruları kafamı kurcalıyordu. izmirde ayrı bir eve çıkıp üniversite yıllarıma kadar o adamla yazıştım babamdan koptum aılemden çoçuklugumdan herşeyimden. o benden hep uzaktı ama kalbimden de uzaklaştı artık. yıllar geçti derken üniversiteyi kazandım aşk yaşadım blogumu takıp edenler bilir. çok kişi hayatımdan geldi geçti babamla sadece telefonda ettiğimiz sıradan  diyalogların dışında özel bir kelime zaten hiç duymadım.
ilişkilerimin hepsi sadece olgun karakterlı ve yaş ortalaması olgun kişileri kapsayan insanlardan oluşuyordu. şuan 31 yaşımdayım 6 ay önce yaşadığımız bir tartışmadan sonra babamla artık hiç konuşmuyor hiç görüşmüyorduk. bazı geceler beni arardı ama grurumdan belkide beni daha çok sever, sesimi uzun süre duymassa diye telefonlarını hiç açamadım. Burnu sürtsünde aklı başına gelsin istiyordum. ama benı her aradıgında yok sana şu belge geldi yok bankadan ihbarname geldi diye şikayette bulunurdu. bende her zaman o yuzden aradığında yine bişe oldu aq yoksa bu benı aramaz diyordum. neyse 6 ay oldu, bir sabah iş yerinde, sabah telefon geldi babamın ölüm haberini aldım. Zaten yıllardır ayrı oldugum için şaşkınlık ama yabancı birini kaybetmişim gibi tamam geliyorum deyip metanetli bir durumda telefonu kapattım. en yakın dostumu aradım. beni gelip aldı sarıldık biraz gözlerim doldu sonra onunla yola koyuldum. yolda ağladım güldüm uğurladım içimden ama vicdanımda içimi yakan şey onu çok özlemiştim biliyorum görsem yine hemen kaçmak ondan uzaklaşmak istiycektim ama işte sesini duymak isterdim. en çokda morgda onu kefene sarılı gördüğümde ağlamıştım. kendimi çoçukluğumu kaybetmiş sanki muhteşem babamı kaybetmiştim. herşey ellerimle onu tutup mezarına koyana kadar sürdü gözyaşlarımı ara ara kimi zamanda içime akıtıyordum. bu en zor zamanımda can dostum öz kardeşimden ayırt etmediğim hakan hep yanımda oldu. eger o olmasa bu süreci daha zor atlatırdım.
Ona içimde nefret değil ama yaşadığım bu boktan hayatın sebebi olduğu için hep kızıyordum. kendi hayatımı hep beni sevecek biri aramak yada hayatımın en önemli yıllarını değmicek adamlar için harcadıgımdan, içimde eksik kalan o sevgiyi aramakla geçirdiğimden babama karşı bir soğukluk bıraktım kalbimde, öldüğünde yasını tutamayacak kadar yabancılaşmıştı bana.
İşte böyle hiç inanmadım gerçekten bir gün öleceğine ölüm kelimesinin yanına insan sevdiği kişileri yakıştıramıyor. ama kaçınızlamaz son sizi buluyor ne kadar sevmesenizde ne kadar onlardan kaçsanızda asla bir telefonu çok görmeyin sonra boşlukta bir ses babanızın sesini kulağınıza fısıldıyor duruyor iki hafta geçti ama neredeyse her gece onu görüyor onu daha çok özlüyorum.

(KUTSAL KİTABIM) OLMAK İSTEDİĞİM VE OLAMADIĞIM HER ŞEYİM BEN...

1/1 Bütün hayatım metro istasyonları ve evime giden yolların üzerinden iş yerinde kesişip, akşamın karanlığı bastırdığında tıpkı bir bant kaydı gibi geri sarıyor. doğum ve ölüm gibi yaşam.Uyanmaksa dirilmek gibi. uyumaksa ölüm.
1/2 aşk yok sevgi yok ailem yok dostlarım yok arkadaşlarım yok herşey çok uzak dahada uzaklaşıyor gitgide kısalıyor ağzımda sözcükler görünen herşey gibi. daha az insanla  konuşuyor daha çok kendimle yüzleşiyorum. yalnızlığımla benliğimle sürekli konuşuyorum.aslına bakarssanız o hiç susmak bilmiyor. fısıldıyor geceleri, olmak istediğim ve olamadığım herşey o. herşeyi fısıldıyor kulaklarıma. dokunuyor bana sözcükleriyle.
1/3merhametiminden yararlanıyor.üzülüyorum ona. acıyorum yalnızlığına... sonra bir ayna ile geliyor bana. kafamı kaldırıp aynaya baktığımda onu görüyorum. kendimi görüyorum. olmak istediğim ve olamadığım her şeyim ben. SÖYLEMEK isteyipte içime gömdüğüm işte onun fısıldadığı o sözcükler kelimeler cümleler her hecesine aitim ben.

Annem

Annem den biraz bahsetmek istiyorum size. 54 yaşında 3 çoçuk büyütüp birini toprağa vermiş, eğitimi olmayan doğu anadolunun bir köyünde dünyaya gelmiş, 8 çoçuklu bir ailenın kızıydı o. evlendıkten sonra babam olcak öküz kadını akıl hastası etti.tam 35 yıldır aynı evde kirada  insan ilişkileri istese de akıl sağlığını yitirdikten sonra kuramamış bir kadındı o. sevgi dolu, çok masum kimseye zararı olmayan, kimsenin onu anlamadığı, derdini bir türülü anlatamadığı bir dünyada aslında çok yalnızdı. kendi yarattığı hayali kahramanlar vardı. belkide bu yüzden, yalnızlıgından dolayı şizofren oldu. ona bakıyorum da içim parçalanıyor. bir ömrü bir evin içerisinde geçirdi ölümü bekliyor gibi hiç bir şey yapmadan sadece bizi büyütüp kendi köşesine çekildi. sonra elini her şeyden çekti. küstü hayata. şimdi ablam evleniyor. annem iyice yalnız kalıcak ve ben kendımı çok kötü hissediyorum. 30 yaşıma geldim annemı o evden kurtaramadım. gözlerim doluyor bilmiyorum anlıyabilirmisiniz bunları...

hayattan gerçekten çok soğudum inancımdan dolayı yaşamıma son veremıyorum ama gerçekten yaşam artık hiç bana tat vermiyor. sevdiğim değer verdiğim her şeyi kaybedıyorum herkes herşey gidiyor. annem bu  olan biten her şeyin ortasında duruyor öylece izliyor  ve ben kendi götümü kurtarma derdinde istanbul da mücadele ediyorum. bu yüzden aslında eve gelmek ıstemıyorum. kaçıyorum sureklı başka şehirler başka hayatlar çünkü canım yanıyor çok üzülüyorum onu bu halde gördükçe ben daha çok üzülüyorum.

Uzun Vadeli Yalnızlıklarımıza Kısa Vadeli Çözümler

Mutsuzluk sakız gibi ağzımın içinde debeleniyor. Kelimelerimde yalnızlık, akıllı telefonun aptal insanlarina atılan mesajlar, biraz alkol, bir kaç sigara ve sex. Uzun vadeli yalnızlıklarımıza kısa süreli çözümler... 
Odamda son ödenme tarihi geçmiş günahlarimla başbaşa otururken saksıda duran Yaseminlerin kokusunu bastırıyor sigaramın dumanı. Uzamış tırnaklarıma bakıyorken perdelerime vuran üst komşunun çamaşırlarının gölgesine takılıyor gözlerim. Aklıma kocasınin döllü boxerları geliyor. Canım yine seks istiyor ve yine aptal insanlara aptalca mesajlar atiyorum. Elim sikimde. Araniyorum. Hayat dediğin git gellerden ibaret.  Bazen bir şarkıda gidersin bazen bir vedayla bazense sadece gitmek icin gelirsin. Kısa süreli çözümlerim yada düğümlerim...

Ilgisizlikten Çürüyorum.

Yazıma başlamadan önce belirtmek istiyorum. İnternet cafeden yazıyorum birazdan işe geçicem yazım hataları ve noktalama işaretlerini düzeltmeye vaktim olmadı. Eskiz olarak yazdım daha sonra düzelticeğim özür diliyorum sizlerden sevgiler.

Dün gece yine biriyle duygusal bir ilişki için buluştum ama götümde patladı. Kibar medeni kültürlü biriydi Sedat. Yüksek tahsilini tamamlamış 180 boylarında 93 kilo bir şirkette müdür olarak çalışıyor. Sanata, edebiyata düşkün bir kedisi olan adam. Kadıköyde izin günümü geçirmeye çalışıyordum. Ben kırk küp şarap içmişçesine dolaşırken  hornetten ‘’slm’’ diye seslendi.  Özelden yüz fotosu istedim. Yolladı. Çok sevimli güzel yüzlü biriydi. Hemen cevap verdim az sohbet ettikten sonra beni akşam 6 gibi iş çıkışında çay içmeye davet etti. Tamam dedim. Daha sonra Okuldan arkadaşlarla buluşup goy goy yaptık. Akşam 5 gibi pera müzesinde Giacometti’ nin sergisini gezdik. Telefon ettim ona saat 7 gibi geleceğimi söyledim. Ve hiçbir planımın tutmadığı gibi bundada randevuma 1,5 saat geciktim.  Fuck your plan.  Daha sonra karşıya geçtim. Evine davet etmişti orada kalıcaktım ertesi gün saat 12 de işe gidicektim. Buluştuk yerinden hiç kalkmadan bana 2 km lik sağlı sollu girişleri olan sokakları tarif etti evin kapısına sanki bir fast food gibi geldim. Adrese teslim gay. Aslında kulağa çok hoş geliyor böyle bir sosyal ağ adı oluşturabilirim.kapıdan içeri girdiğimde loş bir ortamda karşıladı beni evi renkli güzel döşenmiş mütavazı ama incik boncuk bir sürü ıvır zıvırla doluydu. Girergirmez onunda benım gıbı eşyaların manevı degerınden dolayı saklıyabılecegını dusundum.  Öyleki ilerleyen konuşmalarada bana bunu kendisi zaten dillendirdi. Gözlemimde yanılmamıştım. İçeri girdiğimde ayakta öyle bekledim. Askılık olmadığı için üzerimi nereye çıkaracagımı da bılemedım. Oda mesafeli gibi duruyordu. Bakışları beni küçümser gibi geldi. Üzerinde müthiş bir ego hisettim. Mimikleri gerçekten benı çok rahatsız etmişti. İlk defa buluştugum birinin yanında bu kadar kasıldım. Bu kadar kendimi huzursuz oraya ait olmayan biri gibi hissettim.  Köşede gördüğüm koltuğa attım kendimi. Farkettim ki insan rahatsızlık duydugunda, orada olmak istemedğinde en köşe, en sığınak yere kendini atıyor.
Evi uzun bir süre gözlemledim. Yanıma oturdu kültablasını gördum yarım kalmış bir sigara duruyordu üzerinde. Sormaya gerek duymadan bir tütün çıkardım cebimden. Oda tütün içiyormuş sarmaya başladık ikimizde. Çay getirdi önüme. Sohbet etmeye başladık ama ben oldukça gergin rahatsız sürekli gözlerimi kaçırıp evi izler haldeyim. Okadar gergin bir ortam var ki içeride plazmada cazz çalıyor. Radyo açık.kedisinin gözleri üzerimde arada ona bakıyorum sanki adam beni bayıltıp siktikten sonra kedide etimi parçalayarak beni yicekmiş hissediyorum. Duvarda asılı olan birkaç afiş ve resim hakkında sohbet ettik. O gergin hal sürerken hayat hikayelerimizden konustuk. Ben içtiği tütünün kokusunun esrar gibi olduğunu söyledim. Ve bunuda paket sigara içemiyorum agır kokuyor dediği için söyleme gereği duydum. Duman kokusundan rahatsızlık duymuyorum. Sadece belkide gergin olduğüum için ortaya bir şey attım. O bunu eleştiri olarak algıladı ve başladı nasihatlara. Her 4 kelimesinin bir tanesi süslü, eski türkçe yada yabancı kökenliydi. Adamın kelime haznesi benimkinin 2 katı orası kesin çünkü adam konuşunca alt yazı film izlerken arada yazanları kaçırırsınız ama bütünlükten anlarsınız ya aynen öyle bir durumdaydım. Sanki alt yazı okuyorum amk. Neyse birde böyle kıl biriyle oldugumdan dolayı iyice gerildim. Bana aç oldugum için dışardan bir şeyler söyledik.  Şimdi ayıp olur diye kalkmakda istemiyorum. Sonuçta yemek söyledik ve adam aç degıl bana gelecek olan yemegın parasını ona odetmek ıstemedıgımden barı dedım yemek gelince alırım kapıdan parasını öder ayakabılarımı gıyer kendı evıme geçerim orda yerım dıye dusundum. ama bir an önce oradan çıkmak ıstıyordum. Hatta hornetı ve diğer uygulamaları sılıp ulkeyı terk etmeyı düşündüm.

O konuştukça  istemeden cinayete ortak olmuş zanlı gibi hissediyor. Boğazıma kadar hecelerim düğümleniyor. Her söylediğim kelimeyi tartıp öyle veriyordum. Masada duran çayım bitmişti. Bir çay daha varsa alabilirmiyim dedim. O sıraa karşıda koltugun yanında bir şey alıcaktı. Öyle  pis bir bakış attı bardağıma var diyip kafasını çevirdi. İstediğime söylediğime bin pişman oldum. Allahım ben nereye geldim diye içimden söyleniyordum. Çayımı tazeledi ve tekrar sohbete başladık bu sefer
Dışarıdan apartmanda bir kadın komşusuna kahkaha attı sanrm. Bu gene suratını ekşitip ne kadar kaba ama hiç olmuyor apartmanda bunlar dedi. İçimden dedimki yarağa yedin olum arkana bakmadan kaç. Aslında bu kibarlık değil ben kendımı onun yanında çok kaba olarak  hissettim. Ama sonradan adamın hal durumunun medenı degıl kıllık olduğunu anladım. Neyse artık dayanamadım bir anda azımdan çıkıverdi. Ben burda bu akşam kalmıcam dedım.  Çünkü kendımı çok gergin rahatsız  hissediyorum. Sana bir şey söylerken 2 kere düşünüyorum. Koltuğa sırıtmı dahi yaslamadım geldiğimden beri dik duruyorum ayağımı uzatsam kabalık olarak anlar diye uzatamıyorum dedim. Çünkü ben kaba biriyim sen çok kibarsın yanı ben rahatsızlık duruyorum bu durumdan dedım. Tabi daha sonra adamın durumununda kıbarlık degıl kıllık oldugunu anladım. Yoksa ben hep gerektiği yerde çok kibar olmuşumdur. Ama dozunda ve gerektiği yerde. Asla apartmanda kahkaha attı dıye bırını kotu eleştirmem aksıne tanımadıgım bırı bıle olsa mutlu  komşularım var ne guzel der geçerım. Zaten 10 sanıye surdu surmedı kadınların dıyalogu belliki kapıdan mısafırını ugurluyordu.   Neyse bı zbunla konusunca bu başladı zart zurt anlatmaya. Sonra göhsumu sıvazladı rahatlamam ıcım yuzune bır tebessum koydu  sırtımı koltuga yasladı.  Daha iyi misin dedi Evet saol dedim ama. Suda yumuşamış odun gibiydim aq. Sonra dudaklarımı öptü. Bunun olmasını ıstemıyordum. Mala bağlamıştım. Çünkü zaten onla kesınlıkle bir ilişkim olcagını dusunmuyordum tebessum edıyordum ama hemen çıkıp gitmek istiyordum sonrakı sohbetlerımız bırazdaha ılımlı yumuşaktı bu benı bıraz da olsa rahatlattı ama ona duygusal bır ilişki yaşamayı dusundugum bırıyle ılk geceden seks yapmak ıstemıyorum, uzun sure flört edip harika vakit geçirip yattıktan sonra benı aramayan adamlar oldu. Ve böle olunca çok buyuk hayal kırıklıgı yasadıgımı ona anlatmaya açıklamıştım. O burdan gene ukela bir tavırla şunu çıkardı bana söylemeye başladı ; ya şimdi böyle muhafazakar gibi bazı kişiler kendilerini sunuyorlar yada bana sunduklarını sanıyolar ama bunlara hiç gerek yok. Yanı bunlar böle şeyler hiç inandırıcı değil. Elbette herkes tek gecelik şeyler yaşıyor yaşamıyorum dıyenede ınanmıyorum. Misal adam ben duygusal ilişki arıyorum dıyor ama hornette götunu çekıp koymus ben bugune kadar hiçbir zaman oramı buramı çekıp koymadım buda bır çelışkı. ( bunu sölemesinin nedeni benım hayatımda ilkez 4 gun once hornet ozel resımlere kalçamı çekıp koymamdı. Onu gördugu için bunu soyluyor.)yanı böyle bir saldırıya geçti aşalar gibi konuşmalar o bu içimden ne küfürler ettimde dedimki onuda zaten yuzune soylesem iltifat anlar diye sustum. Ben adama dedim ki: bende tek gecelık ılıskıler yasıyorum yasamıyor degılım ama ben demek ıstıyorum kı bneım duygusal ılıskı yasıycagım adamla hemen bır seks bırlıktelıgım olsun ıstemıyorum.  Adam bana öyle giydirki bir sürü zırvalık ucuz fahişe herkesle yatıp kalkan duyugsallık aşk aramayan kalbi olamyan gay muamelsi yaptı hanı şu tekyonde tuvalettlerden hiç çıkmayan hayattakı tek amacı sikişmek olan içi boş insan muamelesi yaptı. Okadar rahatsız oldumki hemen gece hornette koydugum kalça resmını ozelden kaldırdım. Hatta hornetı sildim aq.

Bu konusmanın uzerıne kapı çaldı. Dışarıdan söyledıgımız yemek sonunda geldi.  Hemen fırladım parasını odedım paketi aldım admaı yolladım. O cuzdanını almadan ben halletmısıtm. Ona mınnet duymak ıstemıyorum. Neyse biz bunla yemekten sonra tv karşısında film izlerken bu oramı buramı mıncırmaya başladı. Ben içimden inşallalh bir şey olmazda sabah kalkar hemen giderim dedim. Gitmeyi çok istedim hatta içimden burda durmak zorunda değilsin git hadi müsaade al dedim ama yapamadım korkttum lan.

Ben çok terli oldugum için duşa girdim. Yıkanıp çıktıktan sonra koltuk ustunde gene sevişmeye başladık. Tabi ben ıstemeye istemeye ama hanı hemen olsun bıtsınde bu aşamayı geçelım artık yarın sabahta gideyim burdan dıye hadi yatağa gidelim dedim.  Geçttik yatağa hissiz bir birliktelikti ereksiyon olamadım hemen boşalması için içine girmeye bile yeltendim ama ereksiyon olamıyordum. O an kafamın ıcınde hep gitmek vardı. Tam iç sesi susturuyorum  ereksiyon oluyorum hemen boşalalım diye acele ediyorum olmuyor abi  berbat bir gece geçirdim. İlişkinin sonunda  sigara içerken azımın çok koktugunu söyledi. O konuda ona hak veriyorum zaten dişim çürük. Dişçiye gitmiyorum ben hastalandıgımda doktora gitmem dişim çürür kopar kendı düşer acısını çekerim. Çünkü ben hep çoçuk kaldım hep biri elimden tutsun beni götürsün kafaları yaşıyorum. Ama bunu bana bu adamdan önce birlikte oldugum adamda söylemişti  oyuzden en kısa zamanda dişçiye gidip dişimi çektiricem ağız spreyim var onu kullanıyorum dişlerimi fırçalıyorum ama bir şeyler yiyip içip sevişmeye başlayınca spreyinde macununda kokusu geçiyor.  Şimdilik şu gargaralardan alıp onlarla idare edicem. Sabah oldugunda evden kaçarmışçasına çıktım. Gözlüğüm unuttum evde ama azaten 10 tl lik bir gözlüktü değeri yok benım ıcın. Hayatımda buluşup ereksıyon olamayıp yanında çok rahatsız oldugum 2. Kişiydi. Ama ilk sırada hep kalıcak ona emınım.
Birde sabah kalktigimda goz altlarim cok koyu oldugu icin kapatici suruyorum goz altlarima. Bu tuvalette. Beni gorunce aaaaaa makyaj mi yapiyorsun diye alayci ve yine kucumser bir halde konustu aslinda her lafina vericek bir cevabim vardi. Ama onun kadar dusmek istemedim yapimda ole degil. Orda icimden dedimki lan sen örgü öruyorsun. Escinselsin gotunu siktiriyorsun benim gozaltima kapatici surmem mi sana tuhaf geldi. Adamin beyni sulanmis kendini bir bok sanan bir tip gereksiz kastirdi bana kendimi.

Bir Öpücük İçin Defalarca Önünde Diz Çöktüm

Kültablası kokan parmaklarını yüzümde gezdirip alnımın çatısında durakladı. Karnıma ağrılar giriyordu. Ben titrerken o kendinden  o kadar emindiki korktuğumu saklayamıyordum. Çarşaflar üzerinde titrerken dudaklarımda durakladı zaman. Sefildik, buz gibi bir odada yasak olan herşeyin ortasında bir sınır çizmiştik kendimize. İstiyordum, çıldırıyordum her dokunuşunda, aşıktım delirmiş gibiydim. Sesi içimi titretiyor daha çok tahrik oluyordum. Benim bir parçam olmalıydı. İçimden geçip hançer gibi saplanmasını canımı yakmasını istiyordum. O kadar çok korkuyordum ki bir an önce canım yansın istiyordum. O beni sevdikçe sonunda canımı yakacak gibi hissediyor kendimi daha çok sıkıyordum. Hep öyle olmadı mı? hayatım boyunca başımı okşayan herkes canımı yaktı. Şartlandım, sırtımı sıvazlayanın nereden vuracağını arar oldum.

İlyas adı. evli ve İşinden, karısından, hayatından her şeyden şikayetçi. Sadece daşşakları dölle dolunca onları içime boşaltarak mutlu olacağına kendini inandırmış aptal bir adam o.
Onun dudaklarında ömrümün son bulmasını istiyorum. Ama o dudaklarını her zaman benden kaçırıyor. Gözleri mıh gibi üzerimdeyken ne zaman ona yaklaşsam kafasını çeviriyor, eliyle başımı aletine indiriyor. Ben aşk isterken o sadece rahatlamak istiyor. Nerden çıktı bu orospu çocuğu karşıma, bir öpücüğü için defalarca önünde diz çöktüm. 

Yanından ne zaman ayrılsam tamam bu sondu artık uraşmıcam bu piç ile kendimi kullandırmayacağım diyorum. 2 gün ne o arıyor ne ben aradan 4 gün geçiyor hergün onu düşünmeye başlıyorum. Özlüyorum esmer ellerini, kalın parmaklarını, kıllı kollarını, sürmeli gözleri, sivri burnu, kalem gibi dudağı, geniş omuzları, kıllı sert gövdesi Allahım çıldırıyorum onun için. Kırmızı boğazlı kazağı öyle yakışıyor ki ona. Gerçek ile hayal arasında aşmam gereken bir dağ gibi önümde duruyor. Ben onun hayali ile savaşırken ondan bir telefon geliyor açmamayı aklımdan bile geçirmiyorum.  Hemen cevap veriyorum ‘’ çiçeğim nerelerdesin sen ya hiç arayıp sormuyorsun yavrum benim?’’
Offfff of al işte yine 2 kelimesi kulaklarımda yankı yapıyor; ‘’çiçeğim, yavrum benim’’ daha savaşmadan teslim oldum.  Beni gelip arabasıyla almasına izni verdim bu seferde sonkezlerimden biri, bu seferde dudakları için önünde diz çökecektim. Boyunumu  önüme eğip yanından uzaklaşırken bu sefer gerçekten son olması için inandığım her şeye yalvardım. İçim acıyor, dilime vuruyor susuyorum.  Sustukça daha çok içim kanıyor, ağlamamak için gözlerimi kaçırıyor her şeye küsüyordum. Yapmam gereken hiçbir şeyi yapmıyor sadece onun beni araması ve yine teslim olmak için bekliyordum.

Ben sadece onun bir masturbasyonuydum. Defalarca pes ettim defalarca diz çöktüm o savaşmaktan vazgeçmedi.  Oda bu hayattaki diğer götçüler gibi sadece sikip geçer. Libidosu diline vurduğunda başkalarının ne hissettiğinin bir önemi yoktur.


Artık açmıyorum telefonlarını, artık onunla bir hayatımın olacağını, bir gün daha yanında olmak için bu sefilliğe katlamayı düşünmüyorum bile. Yine sevilmeyi düşünüp sikilmenin rahatlığı ile eve gidiyorum. Albert Einsten derki; delilik bir şeyi tekrar tekrar yapmak ve sonucunun değişmesini beklemektir.

MONOTON TV



Bu aralar Hayat akışım bir televizyon kanalı olsa adı monoton tv olurdu. Akşam 17:00 İzmir de kordonda çayımı içip  o civarda amaçsızca elleri cebimde turluyorum. Ailemin yanında kalıyorum 2 haftadır. Çok depresif bir haldeyim. Sanki standı daha açılmadan polis tarafından dağıtılmış bdp liler gibi. Sanki eyleme koşa koşa gidip gruba girer girmez daha slogan atmadan polis tarafından coplanıp gözaltına alınan eylemci gibi. Sanki cem Adriana Lima esprisini duyar gibi.

Neyse işte canım fena sıkkın içimde kötü bir his var. 2 haftadır boğazlarımı üşüttüm, yumurtalıklarımı üşüttüm, midemi üşüttüm Ve ne kadar en son üşümesi gereken uzuvum varsa oraları üşüttüm.  Bunlar yetmiyormuş gibi seks hayatımda kimse yok görüşmüyorum bir tane komutan vardı platonik aşığım ama reel sikiyor adam beni. Sadece ona âşık olduğumu bilmiyor. Adam götçü, gidiyorum sakso çekiyorum, öpüşme sevişme yok bu tarz kıllı tüylü yerlerin ona değmesi, hatta suratımı görmeye tahammülü yok. Paso sakso çekerken köklüyor ya da domaltıp sert sikip hemen boşalıyor. En uzun süreni 2dk 30 saniye aq. En kısa tv reklamından daha kısa, porno nun daha giriş jenerik yazısı bitmeden, sen duşa girip suyun ılışmasısını beklerken bu adam boşalıyor.

Tip, fizik kariyer ve de ten rengi her şeyi hayalimdeki erkek. Birde boşalmadan önce görsen sanki bana âşık, boşalınca da heterolaşıyor ama dediğim gibi sevişme o bu yok. Tam bir götçü. Kadın bulsa yüzüme bakmaz, alette ufak bunun. Serçe parmağımla yarışır halde aleti.

Biliyorum kendimi kullandırıyordum. o yüzden de 2 haftadır gitmiyorum. Görüşmüyorum. Sonu yok yani adam bana âşık olup, karıyı boşayıp, çocukları yakıp beni alıp evlenemez.  O yüzden siktir et…


İstanbul’da yeni bir ev arıyorum. Buldum gibi ilan verdim nete cevap geldi. ocak ortaları nasipse gidip taşınacağım.. Okulumun son dönemi ama okuldu da uzatacağım sanırım.  Ya yazmadığım süre zarfında çok sikiş yaptım. Tek gecelik şeyler aşk iş güç hiçbir bok yok.  Ay tadımda yok  hadi ii geceler hastayım ben az dinlencem.