Annem

Annem den biraz bahsetmek istiyorum size. 54 yaşında 3 çoçuk büyütüp birini toprağa vermiş, eğitimi olmayan doğu anadolunun bir köyünde dünyaya gelmiş, 8 çoçuklu bir ailenın kızıydı o. evlendıkten sonra babam olcak öküz kadını akıl hastası etti.tam 35 yıldır aynı evde kirada  insan ilişkileri istese de akıl sağlığını yitirdikten sonra kuramamış bir kadındı o. sevgi dolu, çok masum kimseye zararı olmayan, kimsenin onu anlamadığı, derdini bir türülü anlatamadığı bir dünyada aslında çok yalnızdı. kendi yarattığı hayali kahramanlar vardı. belkide bu yüzden, yalnızlıgından dolayı şizofren oldu. ona bakıyorum da içim parçalanıyor. bir ömrü bir evin içerisinde geçirdi ölümü bekliyor gibi hiç bir şey yapmadan sadece bizi büyütüp kendi köşesine çekildi. sonra elini her şeyden çekti. küstü hayata. şimdi ablam evleniyor. annem iyice yalnız kalıcak ve ben kendımı çok kötü hissediyorum. 30 yaşıma geldim annemı o evden kurtaramadım. gözlerim doluyor bilmiyorum anlıyabilirmisiniz bunları...

hayattan gerçekten çok soğudum inancımdan dolayı yaşamıma son veremıyorum ama gerçekten yaşam artık hiç bana tat vermiyor. sevdiğim değer verdiğim her şeyi kaybedıyorum herkes herşey gidiyor. annem bu  olan biten her şeyin ortasında duruyor öylece izliyor  ve ben kendi götümü kurtarma derdinde istanbul da mücadele ediyorum. bu yüzden aslında eve gelmek ıstemıyorum. kaçıyorum sureklı başka şehirler başka hayatlar çünkü canım yanıyor çok üzülüyorum onu bu halde gördükçe ben daha çok üzülüyorum.

Uzun Vadeli Yalnızlıklarımıza Kısa Vadeli Çözümler

Mutsuzluk sakız gibi ağzımın içinde debeleniyor. Kelimelerimde yalnızlık, akıllı telefonun aptal insanlarina atılan mesajlar, biraz alkol, bir kaç sigara ve sex. Uzun vadeli yalnızlıklarımıza kısa süreli çözümler... 
Odamda son ödenme tarihi geçmiş günahlarimla başbaşa otururken saksıda duran Yaseminlerin kokusunu bastırıyor sigaramın dumanı. Uzamış tırnaklarıma bakıyorken perdelerime vuran üst komşunun çamaşırlarının gölgesine takılıyor gözlerim. Aklıma kocasınin döllü boxerları geliyor. Canım yine seks istiyor ve yine aptal insanlara aptalca mesajlar atiyorum. Elim sikimde. Araniyorum. Hayat dediğin git gellerden ibaret.  Bazen bir şarkıda gidersin bazen bir vedayla bazense sadece gitmek icin gelirsin. Kısa süreli çözümlerim yada düğümlerim...

Ilgisizlikten Çürüyorum.

Yazıma başlamadan önce belirtmek istiyorum. İnternet cafeden yazıyorum birazdan işe geçicem yazım hataları ve noktalama işaretlerini düzeltmeye vaktim olmadı. Eskiz olarak yazdım daha sonra düzelticeğim özür diliyorum sizlerden sevgiler.

Dün gece yine biriyle duygusal bir ilişki için buluştum ama götümde patladı. Kibar medeni kültürlü biriydi Sedat. Yüksek tahsilini tamamlamış 180 boylarında 93 kilo bir şirkette müdür olarak çalışıyor. Sanata, edebiyata düşkün bir kedisi olan adam. Kadıköyde izin günümü geçirmeye çalışıyordum. Ben kırk küp şarap içmişçesine dolaşırken  hornetten ‘’slm’’ diye seslendi.  Özelden yüz fotosu istedim. Yolladı. Çok sevimli güzel yüzlü biriydi. Hemen cevap verdim az sohbet ettikten sonra beni akşam 6 gibi iş çıkışında çay içmeye davet etti. Tamam dedim. Daha sonra Okuldan arkadaşlarla buluşup goy goy yaptık. Akşam 5 gibi pera müzesinde Giacometti’ nin sergisini gezdik. Telefon ettim ona saat 7 gibi geleceğimi söyledim. Ve hiçbir planımın tutmadığı gibi bundada randevuma 1,5 saat geciktim.  Fuck your plan.  Daha sonra karşıya geçtim. Evine davet etmişti orada kalıcaktım ertesi gün saat 12 de işe gidicektim. Buluştuk yerinden hiç kalkmadan bana 2 km lik sağlı sollu girişleri olan sokakları tarif etti evin kapısına sanki bir fast food gibi geldim. Adrese teslim gay. Aslında kulağa çok hoş geliyor böyle bir sosyal ağ adı oluşturabilirim.kapıdan içeri girdiğimde loş bir ortamda karşıladı beni evi renkli güzel döşenmiş mütavazı ama incik boncuk bir sürü ıvır zıvırla doluydu. Girergirmez onunda benım gıbı eşyaların manevı degerınden dolayı saklıyabılecegını dusundum.  Öyleki ilerleyen konuşmalarada bana bunu kendisi zaten dillendirdi. Gözlemimde yanılmamıştım. İçeri girdiğimde ayakta öyle bekledim. Askılık olmadığı için üzerimi nereye çıkaracagımı da bılemedım. Oda mesafeli gibi duruyordu. Bakışları beni küçümser gibi geldi. Üzerinde müthiş bir ego hisettim. Mimikleri gerçekten benı çok rahatsız etmişti. İlk defa buluştugum birinin yanında bu kadar kasıldım. Bu kadar kendimi huzursuz oraya ait olmayan biri gibi hissettim.  Köşede gördüğüm koltuğa attım kendimi. Farkettim ki insan rahatsızlık duydugunda, orada olmak istemedğinde en köşe, en sığınak yere kendini atıyor.
Evi uzun bir süre gözlemledim. Yanıma oturdu kültablasını gördum yarım kalmış bir sigara duruyordu üzerinde. Sormaya gerek duymadan bir tütün çıkardım cebimden. Oda tütün içiyormuş sarmaya başladık ikimizde. Çay getirdi önüme. Sohbet etmeye başladık ama ben oldukça gergin rahatsız sürekli gözlerimi kaçırıp evi izler haldeyim. Okadar gergin bir ortam var ki içeride plazmada cazz çalıyor. Radyo açık.kedisinin gözleri üzerimde arada ona bakıyorum sanki adam beni bayıltıp siktikten sonra kedide etimi parçalayarak beni yicekmiş hissediyorum. Duvarda asılı olan birkaç afiş ve resim hakkında sohbet ettik. O gergin hal sürerken hayat hikayelerimizden konustuk. Ben içtiği tütünün kokusunun esrar gibi olduğunu söyledim. Ve bunuda paket sigara içemiyorum agır kokuyor dediği için söyleme gereği duydum. Duman kokusundan rahatsızlık duymuyorum. Sadece belkide gergin olduğüum için ortaya bir şey attım. O bunu eleştiri olarak algıladı ve başladı nasihatlara. Her 4 kelimesinin bir tanesi süslü, eski türkçe yada yabancı kökenliydi. Adamın kelime haznesi benimkinin 2 katı orası kesin çünkü adam konuşunca alt yazı film izlerken arada yazanları kaçırırsınız ama bütünlükten anlarsınız ya aynen öyle bir durumdaydım. Sanki alt yazı okuyorum amk. Neyse birde böyle kıl biriyle oldugumdan dolayı iyice gerildim. Bana aç oldugum için dışardan bir şeyler söyledik.  Şimdi ayıp olur diye kalkmakda istemiyorum. Sonuçta yemek söyledik ve adam aç degıl bana gelecek olan yemegın parasını ona odetmek ıstemedıgımden barı dedım yemek gelince alırım kapıdan parasını öder ayakabılarımı gıyer kendı evıme geçerim orda yerım dıye dusundum. ama bir an önce oradan çıkmak ıstıyordum. Hatta hornetı ve diğer uygulamaları sılıp ulkeyı terk etmeyı düşündüm.

O konuştukça  istemeden cinayete ortak olmuş zanlı gibi hissediyor. Boğazıma kadar hecelerim düğümleniyor. Her söylediğim kelimeyi tartıp öyle veriyordum. Masada duran çayım bitmişti. Bir çay daha varsa alabilirmiyim dedim. O sıraa karşıda koltugun yanında bir şey alıcaktı. Öyle  pis bir bakış attı bardağıma var diyip kafasını çevirdi. İstediğime söylediğime bin pişman oldum. Allahım ben nereye geldim diye içimden söyleniyordum. Çayımı tazeledi ve tekrar sohbete başladık bu sefer
Dışarıdan apartmanda bir kadın komşusuna kahkaha attı sanrm. Bu gene suratını ekşitip ne kadar kaba ama hiç olmuyor apartmanda bunlar dedi. İçimden dedimki yarağa yedin olum arkana bakmadan kaç. Aslında bu kibarlık değil ben kendımı onun yanında çok kaba olarak  hissettim. Ama sonradan adamın hal durumunun medenı degıl kıllık olduğunu anladım. Neyse artık dayanamadım bir anda azımdan çıkıverdi. Ben burda bu akşam kalmıcam dedım.  Çünkü kendımı çok gergin rahatsız  hissediyorum. Sana bir şey söylerken 2 kere düşünüyorum. Koltuğa sırıtmı dahi yaslamadım geldiğimden beri dik duruyorum ayağımı uzatsam kabalık olarak anlar diye uzatamıyorum dedim. Çünkü ben kaba biriyim sen çok kibarsın yanı ben rahatsızlık duruyorum bu durumdan dedım. Tabi daha sonra adamın durumununda kıbarlık degıl kıllık oldugunu anladım. Yoksa ben hep gerektiği yerde çok kibar olmuşumdur. Ama dozunda ve gerektiği yerde. Asla apartmanda kahkaha attı dıye bırını kotu eleştirmem aksıne tanımadıgım bırı bıle olsa mutlu  komşularım var ne guzel der geçerım. Zaten 10 sanıye surdu surmedı kadınların dıyalogu belliki kapıdan mısafırını ugurluyordu.   Neyse bı zbunla konusunca bu başladı zart zurt anlatmaya. Sonra göhsumu sıvazladı rahatlamam ıcım yuzune bır tebessum koydu  sırtımı koltuga yasladı.  Daha iyi misin dedi Evet saol dedim ama. Suda yumuşamış odun gibiydim aq. Sonra dudaklarımı öptü. Bunun olmasını ıstemıyordum. Mala bağlamıştım. Çünkü zaten onla kesınlıkle bir ilişkim olcagını dusunmuyordum tebessum edıyordum ama hemen çıkıp gitmek istiyordum sonrakı sohbetlerımız bırazdaha ılımlı yumuşaktı bu benı bıraz da olsa rahatlattı ama ona duygusal bır ilişki yaşamayı dusundugum bırıyle ılk geceden seks yapmak ıstemıyorum, uzun sure flört edip harika vakit geçirip yattıktan sonra benı aramayan adamlar oldu. Ve böle olunca çok buyuk hayal kırıklıgı yasadıgımı ona anlatmaya açıklamıştım. O burdan gene ukela bir tavırla şunu çıkardı bana söylemeye başladı ; ya şimdi böyle muhafazakar gibi bazı kişiler kendilerini sunuyorlar yada bana sunduklarını sanıyolar ama bunlara hiç gerek yok. Yanı bunlar böle şeyler hiç inandırıcı değil. Elbette herkes tek gecelik şeyler yaşıyor yaşamıyorum dıyenede ınanmıyorum. Misal adam ben duygusal ilişki arıyorum dıyor ama hornette götunu çekıp koymus ben bugune kadar hiçbir zaman oramı buramı çekıp koymadım buda bır çelışkı. ( bunu sölemesinin nedeni benım hayatımda ilkez 4 gun once hornet ozel resımlere kalçamı çekıp koymamdı. Onu gördugu için bunu soyluyor.)yanı böyle bir saldırıya geçti aşalar gibi konuşmalar o bu içimden ne küfürler ettimde dedimki onuda zaten yuzune soylesem iltifat anlar diye sustum. Ben adama dedim ki: bende tek gecelık ılıskıler yasıyorum yasamıyor degılım ama ben demek ıstıyorum kı bneım duygusal ılıskı yasıycagım adamla hemen bır seks bırlıktelıgım olsun ıstemıyorum.  Adam bana öyle giydirki bir sürü zırvalık ucuz fahişe herkesle yatıp kalkan duyugsallık aşk aramayan kalbi olamyan gay muamelsi yaptı hanı şu tekyonde tuvalettlerden hiç çıkmayan hayattakı tek amacı sikişmek olan içi boş insan muamelesi yaptı. Okadar rahatsız oldumki hemen gece hornette koydugum kalça resmını ozelden kaldırdım. Hatta hornetı sildim aq.

Bu konusmanın uzerıne kapı çaldı. Dışarıdan söyledıgımız yemek sonunda geldi.  Hemen fırladım parasını odedım paketi aldım admaı yolladım. O cuzdanını almadan ben halletmısıtm. Ona mınnet duymak ıstemıyorum. Neyse biz bunla yemekten sonra tv karşısında film izlerken bu oramı buramı mıncırmaya başladı. Ben içimden inşallalh bir şey olmazda sabah kalkar hemen giderim dedim. Gitmeyi çok istedim hatta içimden burda durmak zorunda değilsin git hadi müsaade al dedim ama yapamadım korkttum lan.

Ben çok terli oldugum için duşa girdim. Yıkanıp çıktıktan sonra koltuk ustunde gene sevişmeye başladık. Tabi ben ıstemeye istemeye ama hanı hemen olsun bıtsınde bu aşamayı geçelım artık yarın sabahta gideyim burdan dıye hadi yatağa gidelim dedim.  Geçttik yatağa hissiz bir birliktelikti ereksiyon olamadım hemen boşalması için içine girmeye bile yeltendim ama ereksiyon olamıyordum. O an kafamın ıcınde hep gitmek vardı. Tam iç sesi susturuyorum  ereksiyon oluyorum hemen boşalalım diye acele ediyorum olmuyor abi  berbat bir gece geçirdim. İlişkinin sonunda  sigara içerken azımın çok koktugunu söyledi. O konuda ona hak veriyorum zaten dişim çürük. Dişçiye gitmiyorum ben hastalandıgımda doktora gitmem dişim çürür kopar kendı düşer acısını çekerim. Çünkü ben hep çoçuk kaldım hep biri elimden tutsun beni götürsün kafaları yaşıyorum. Ama bunu bana bu adamdan önce birlikte oldugum adamda söylemişti  oyuzden en kısa zamanda dişçiye gidip dişimi çektiricem ağız spreyim var onu kullanıyorum dişlerimi fırçalıyorum ama bir şeyler yiyip içip sevişmeye başlayınca spreyinde macununda kokusu geçiyor.  Şimdilik şu gargaralardan alıp onlarla idare edicem. Sabah oldugunda evden kaçarmışçasına çıktım. Gözlüğüm unuttum evde ama azaten 10 tl lik bir gözlüktü değeri yok benım ıcın. Hayatımda buluşup ereksıyon olamayıp yanında çok rahatsız oldugum 2. Kişiydi. Ama ilk sırada hep kalıcak ona emınım.
Birde sabah kalktigimda goz altlarim cok koyu oldugu icin kapatici suruyorum goz altlarima. Bu tuvalette. Beni gorunce aaaaaa makyaj mi yapiyorsun diye alayci ve yine kucumser bir halde konustu aslinda her lafina vericek bir cevabim vardi. Ama onun kadar dusmek istemedim yapimda ole degil. Orda icimden dedimki lan sen örgü öruyorsun. Escinselsin gotunu siktiriyorsun benim gozaltima kapatici surmem mi sana tuhaf geldi. Adamin beyni sulanmis kendini bir bok sanan bir tip gereksiz kastirdi bana kendimi.

Bir Öpücük İçin Defalarca Önünde Diz Çöktüm

Kültablası kokan parmaklarını yüzümde gezdirip alnımın çatısında durakladı. Karnıma ağrılar giriyordu. Ben titrerken o kendinden  o kadar emindiki korktuğumu saklayamıyordum. Çarşaflar üzerinde titrerken dudaklarımda durakladı zaman. Sefildik, buz gibi bir odada yasak olan herşeyin ortasında bir sınır çizmiştik kendimize. İstiyordum, çıldırıyordum her dokunuşunda, aşıktım delirmiş gibiydim. Sesi içimi titretiyor daha çok tahrik oluyordum. Benim bir parçam olmalıydı. İçimden geçip hançer gibi saplanmasını canımı yakmasını istiyordum. O kadar çok korkuyordum ki bir an önce canım yansın istiyordum. O beni sevdikçe sonunda canımı yakacak gibi hissediyor kendimi daha çok sıkıyordum. Hep öyle olmadı mı? hayatım boyunca başımı okşayan herkes canımı yaktı. Şartlandım, sırtımı sıvazlayanın nereden vuracağını arar oldum.

İlyas adı. evli ve İşinden, karısından, hayatından her şeyden şikayetçi. Sadece daşşakları dölle dolunca onları içime boşaltarak mutlu olacağına kendini inandırmış aptal bir adam o.
Onun dudaklarında ömrümün son bulmasını istiyorum. Ama o dudaklarını her zaman benden kaçırıyor. Gözleri mıh gibi üzerimdeyken ne zaman ona yaklaşsam kafasını çeviriyor, eliyle başımı aletine indiriyor. Ben aşk isterken o sadece rahatlamak istiyor. Nerden çıktı bu orospu çocuğu karşıma, bir öpücüğü için defalarca önünde diz çöktüm. 

Yanından ne zaman ayrılsam tamam bu sondu artık uraşmıcam bu piç ile kendimi kullandırmayacağım diyorum. 2 gün ne o arıyor ne ben aradan 4 gün geçiyor hergün onu düşünmeye başlıyorum. Özlüyorum esmer ellerini, kalın parmaklarını, kıllı kollarını, sürmeli gözleri, sivri burnu, kalem gibi dudağı, geniş omuzları, kıllı sert gövdesi Allahım çıldırıyorum onun için. Kırmızı boğazlı kazağı öyle yakışıyor ki ona. Gerçek ile hayal arasında aşmam gereken bir dağ gibi önümde duruyor. Ben onun hayali ile savaşırken ondan bir telefon geliyor açmamayı aklımdan bile geçirmiyorum.  Hemen cevap veriyorum ‘’ çiçeğim nerelerdesin sen ya hiç arayıp sormuyorsun yavrum benim?’’
Offfff of al işte yine 2 kelimesi kulaklarımda yankı yapıyor; ‘’çiçeğim, yavrum benim’’ daha savaşmadan teslim oldum.  Beni gelip arabasıyla almasına izni verdim bu seferde sonkezlerimden biri, bu seferde dudakları için önünde diz çökecektim. Boyunumu  önüme eğip yanından uzaklaşırken bu sefer gerçekten son olması için inandığım her şeye yalvardım. İçim acıyor, dilime vuruyor susuyorum.  Sustukça daha çok içim kanıyor, ağlamamak için gözlerimi kaçırıyor her şeye küsüyordum. Yapmam gereken hiçbir şeyi yapmıyor sadece onun beni araması ve yine teslim olmak için bekliyordum.

Ben sadece onun bir masturbasyonuydum. Defalarca pes ettim defalarca diz çöktüm o savaşmaktan vazgeçmedi.  Oda bu hayattaki diğer götçüler gibi sadece sikip geçer. Libidosu diline vurduğunda başkalarının ne hissettiğinin bir önemi yoktur.


Artık açmıyorum telefonlarını, artık onunla bir hayatımın olacağını, bir gün daha yanında olmak için bu sefilliğe katlamayı düşünmüyorum bile. Yine sevilmeyi düşünüp sikilmenin rahatlığı ile eve gidiyorum. Albert Einsten derki; delilik bir şeyi tekrar tekrar yapmak ve sonucunun değişmesini beklemektir.

MONOTON TV



Bu aralar Hayat akışım bir televizyon kanalı olsa adı monoton tv olurdu. Akşam 17:00 İzmir de kordonda çayımı içip  o civarda amaçsızca elleri cebimde turluyorum. Ailemin yanında kalıyorum 2 haftadır. Çok depresif bir haldeyim. Sanki standı daha açılmadan polis tarafından dağıtılmış bdp liler gibi. Sanki eyleme koşa koşa gidip gruba girer girmez daha slogan atmadan polis tarafından coplanıp gözaltına alınan eylemci gibi. Sanki cem Adriana Lima esprisini duyar gibi.

Neyse işte canım fena sıkkın içimde kötü bir his var. 2 haftadır boğazlarımı üşüttüm, yumurtalıklarımı üşüttüm, midemi üşüttüm Ve ne kadar en son üşümesi gereken uzuvum varsa oraları üşüttüm.  Bunlar yetmiyormuş gibi seks hayatımda kimse yok görüşmüyorum bir tane komutan vardı platonik aşığım ama reel sikiyor adam beni. Sadece ona âşık olduğumu bilmiyor. Adam götçü, gidiyorum sakso çekiyorum, öpüşme sevişme yok bu tarz kıllı tüylü yerlerin ona değmesi, hatta suratımı görmeye tahammülü yok. Paso sakso çekerken köklüyor ya da domaltıp sert sikip hemen boşalıyor. En uzun süreni 2dk 30 saniye aq. En kısa tv reklamından daha kısa, porno nun daha giriş jenerik yazısı bitmeden, sen duşa girip suyun ılışmasısını beklerken bu adam boşalıyor.

Tip, fizik kariyer ve de ten rengi her şeyi hayalimdeki erkek. Birde boşalmadan önce görsen sanki bana âşık, boşalınca da heterolaşıyor ama dediğim gibi sevişme o bu yok. Tam bir götçü. Kadın bulsa yüzüme bakmaz, alette ufak bunun. Serçe parmağımla yarışır halde aleti.

Biliyorum kendimi kullandırıyordum. o yüzden de 2 haftadır gitmiyorum. Görüşmüyorum. Sonu yok yani adam bana âşık olup, karıyı boşayıp, çocukları yakıp beni alıp evlenemez.  O yüzden siktir et…


İstanbul’da yeni bir ev arıyorum. Buldum gibi ilan verdim nete cevap geldi. ocak ortaları nasipse gidip taşınacağım.. Okulumun son dönemi ama okuldu da uzatacağım sanırım.  Ya yazmadığım süre zarfında çok sikiş yaptım. Tek gecelik şeyler aşk iş güç hiçbir bok yok.  Ay tadımda yok  hadi ii geceler hastayım ben az dinlencem.