Acının boğazımda düğümlendiği her an yitip gitmekte ömür. Sere
serpe çarşaflar üzerinde tükenmekte aşk. Temizlikten uzakta, en batak
kuytularda anlık zevklere esir düşmüş aşk, kurumuş göz pınarlarında, duyguların
köreldiği muhitlerde, varoş kelimeler arasında aşk. Yasak sevdalarda oluk oluk
kanayan yaralarda aşk. Bir koğuşun duvarında ve bir gardiyanın elindeki zarfta
saklı, Dalgalanmış denize bakan gözlerde, üşümüş ellerde, bir ağacın kuru,
çatlak kabuğunda, çiftçinin ekininde,
ananın yavrusunda, çobanın türküsünde saklı aşk. Göç yollarında tükenmiş bir
ömürde, bayram sabahında çocukların mendillerinde saklı aşk. Dervişin diline
düşmüş, hakkın sevdasına adanmış aşk. Dikenleri güle döndüren, gülleri bülbüle
düşüren aşk; benimde yüreğimi çöz,
esaretinin bedeli ödemekle bitmiyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder