Yoğurtlu Patlıcan ''Süreyya''



Kuşadası’ndan İstanbul’a geri döndüm. Kalbim kırık içim buruk bir şekilde… On gün daha ailemin yanında kaldım ama duvarlar üzerime geliyordu. Kendimi zor tutuyordum veterinere yazmamak için. Hayır çok emek verdim bu ilişki için… Adam sanki 35 yaşında manken gibide ‘’ayrılalım’’ dedim, ‘’tamam’’ dedi ya…. Bir aynaya bak yaşın kaç olmuş birde benim gibisini yarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrak bulursun. Aklıma geldikçe köpürüyorum ya piç kurusu… Dur bir sigara yakacağım. Bir de Sezen Aksu açayım moda girdim zaten…

Bende İzmir’e geçtim. Bir arkadaşımın evinde kaldım. Bavullarım vardı planıma göre İzmir’den Ankara’ya geçecektim. Elimdeki bavullarla da İzmir otogarından hataya gitmek istemedim bende hemen aracı olan birini buldum netten. Kendimi otogardan aldırdım. Taksiye birde para veremem aq kusura bakmayın… Sonra yedik, içtik, gezdik beni eve bıraktı sağ olsun zaten ona amacımın seks olmadığını tanışıp arkadaş olabileceğimizi söylediğim de oda bunu kabul etmişti. Sonra arkadaşımın yanına geldim. Beraber dertleştik lafladık v.s. O benim bu hayatta sahip olduğum en harika insanlardan biri; Süreyya, kıvır kıvır saçları, siyah ten rengi ile sambacılara taş çıkartan fiziğe sahip bir hatun. Benim tek zenci arkadaşım. Bir gün duş alıyordu. Hiç benden çekinmez banyo kapısı açık. Şöyle geçerken gözüm ilişti her yerini köpüklemiş güzelcene. Onu bu halde görünce tutamadım kendimi ‘’kız aynı yoğurtlu patlıcan gibi olmuşun’’ deyiverdim.  Süreyya ile birlikte çeşmeye gittim. O günün akşamı arkadaşım annesine gitti ev bana kaldı. Bende hemen birini buldum adam olgun çok hoş fiziği ve tipi vardı. Onunla güzel bir gece geçirdim. Saat İki gibi gece beni Konak’a götürdü orda ‘’tek başıma kalmak istediğimi, dolaşmak istediğimi’’ söyledim ve Kayseriliyi düşünerek denize düşen Ayın ışığı ile ağladım o kadar seks yaptım, yalnız kaldığımda en romantik anda ve yıldızların altında patladım. Yani değişen bir şey yok henüz atlatamadım demekki....

Sabah oldu monoton bir gün geçirdim. Başka biri ile buluştum. İlişki için çok ısrar ediyordu ama Ankara’ya döneceğimi söyledim vazgeçtik. Tanıştığımızla kaldık sonra o gece başka biri ile daha buluştum, seks yaptım. Öğretmendi, onunla yiyiştikten sonra arkadaşımın annesi geldi ve basıldık Allah’tan sadece oturuyorduk çay içiyorduk onu bir aile dostum olarak tanıştırdım geçtim yırttık. Sonra atladım otobüse doğru Ankara’ya geldim .

Al Beynimi Senin Olsun, Sok Götüne Beynin Olsun


 İstanbul’a geldim. Ailemle Bir hafta geçirdim.  birbirimizi çok özlemişiz. Bu arada ne oldu ise Kayseri’den dönünce veteriner ile aramda soğukluk başladı. Yanı telefonlaşmalar azaldı. Gerçi o hep böyleydi. Neyse baktım adam sadece köpeği çişe çıkarınca arıyor. 

Sabah kalkıyor ‘’Günaydın’ ’diyorum ‘’günaydın bugün çok işim var’’ diyor.   Başkada bir şey demiyor. Sanki ayrılmak için işi öne sürüyor gibi geldi. Böyle yürümeyecek gibiydi. Bende ayrılmak istediğimi söyledim ilk başta çok sinirlendim biraz saydırdım sonra ayrıldık. İşte aramızda geçen o mesajlar;

-İcimdekigay;  ‘’Sikicem işini gücünü, ağzımı bozmayayım sabredeyim diyorum, amacın ne senin? Hayatımda var mısın yok musun? Yarışmasına çevirdin bir varsın bir yoksun. Başından salmak için mi yapıyorsun anlamadım. Bu ilişkiye sanki ben zorluyormuşum seni gibi davranıyorsun. İlişkimiz olduğunu yalnızca haftada 14 kez hissettiriyorsun, onda da köpeğin sidik zamanlarında aklına geliyorum, benle dalga mı geçiyorsun, alay mı ediyorsun, bilemedim ama kaçan kovalanmaz bende ...
 
-İcimdekigay; Aşk test çözmeye benzemez, bir önceki sınavın kötü geçmiş olabilir ama ben o sınavdaki aynı soru değilim, onun yanlışları ve doğruları benimkinden çok farklı. Sen hala o kazanamadığınız sınavda yaptığın hataları önündeki sınavda yapmamaya çalışıyorsun ama hayat aynı soruyu 2 kez sormaz… Ben dışarı çıkıyorum sinirim bozuldu. Arama beni şuan…

-Veteriner:  Doğrusunu istersen bu mesajları aldığımda gerçekten hayal kırıklığına uğradım, çünkü benim tarafımda bu mesajlarının içinde bulunan duygu ve düşüncelerin zerresi yok, yani kötü anlamda yok.
> Herşeyden önce ne olursa olsun kesinlikle işime hakaret etme hakkın yok. Ben senin gördüğün veya görebileceğin en başarılı veya yetenekli birisi olmayabilirim. Ancak şu an bulunduğum noktaya kimsenin zerre yardımı olmadan geldim. Kendi çabalarımla, gücümle, yeteneğimle, özelliklerimle. Halen de kendimi eğitmek ve işimin sürekliliğini sağlamak için çok çalışıyorum. Bu yüzden kimsenin benim işim ve işim için yaptıklarım hakkında tek bir kelime söylemeye hakkı yok. Hele ki senin hiç yok, olamaz da. Sen ilk önce hayatını kur ondan sonra bunları sorgula. İşim benim hayatımın merkezi olmamakla birlikte, ben bu hayatımı yaşabilmek için bu işe muhtacım ve bu işi yapmaktan da çok mutluyum
> Senin yaptığın ve yapmak istediğin herhangi bir işi benim ne zaman küçümsediğimi gördün. Tam tersine hemen her şeyine destek vermeye, yapmak ve gerçekleştirmek istediğin planlara senin bakış açından bakmaya ve ileride karşılaşabileceğin başka alternatifleri göstermeye çalıştım. Başarılı olamayabilirim, ama en azından deniyorum, kendi mesleki yaşam tecrübelerimin doğrultusunda senin hayatında zaman kaybetmemen için önerilerde bile bulundum.
> Hayatımız bir şekilde ve güzel bir şekilde kesişti, bunu adım adım yaşamaya çalışıyorum ben ve her bir adımda kendi içimde daha bir yaklaşıyorum sana, ama şu gönderdiğin sms mesajları beni 10 adım geriye götürdü.
> Şu anki halinden daha doğal ne olabilir acaba? Söyler misin? Sanırım cevabın daha önce bana defalarca söylediğin gibi "senin sevgini hissdemiyorum, beni yeterince aramıyorsun, v.s. v.s.". Acaba uzaktayken ne kadar olacak, bundan daha fazlası ne olacak söyler misin?
> Köpeğimi  gezdiriken arıyorum, çünkü gün içinde neredeyse çevremde insanların olmadığı tek an o zamanlar oluyor, kaldı ki bazen arayayım diye köpeğin tuvalet bahanesi ile çıkıyorum. Hem ne olmuş o zamanlar aramışsam. Senin gibi hastalıklı bir şekilde mi bakmam lazım telefon etme zamanlarına.
> Boş olan ben değilim sensin, o kadar önemsiyorsan herhangi bir yere gitmez harcayabileceğin her zamanı benimle Kayseri'de geçirirdin.
> Farkında mısın, uzakta olduğun ve her boş kaldığın zamanlarda böyle histeri krizlerine tutuluyorsun. Sence doğal ve sağlıklı bir durum mu?
> Hayatıma giren kişiler, çıktıklarında çıkıp giderler, onlara karşı bir bağlılığım kalmaz. Evet onların bende yarattığı üzüntü ve sarsıntılar olabilir, ama bunları hayatıma girmiş bir kişiye aktarmam, en azından ona olan sevgime ve ilişkime yansıtmam. Sen hayatımdaysan sen varsın başkası da yoktur benim için. Ayrıca Aşk senin dediğin beklediğin gibi de vıcık vıcık bir durum değildir. Değerlidir. Zaman ister, emek ister. Kişiler boş kaldığında anlık histeri krizleri ile yaşanacak şeyler değildir.
> Ne yapayım yani, gereksiz kıskançlıklar mı istiyorsun benden? Kusura bakma hiç yapamam. Eğer kendini benimle güvende hissetmiyorsan bunu söyle. Ben sana baştan güvenmeyi seçtim. Bu bile senin için önemli olması gerekmez mi? Senden kaçan yok ki kovalanayım. Ama gitmek istiyorsan ve bahane yaratmaya çalışıyorsan bunu da açık söyle lütfen, GİTMEK İSTEYENE KAL DEMEM ve arkasından bende koşmam.
> Gönderdiğin mesajdan çok KIRILDIM çok. Ve beni sana karşı içimde bulunduğum yerlerden daha gerilere attın. Düşünmediğim, yapmadığım şeylerle suçlanmak beni çok üzer ve kırar ve sende tam bunu yapıyorsun.
> Umarım gezmen bitince ararsın da konuşuruz.

Bu mesajları okuduktan sonra ‘’lan ben neden bu adam kızdım. gayet mantıklı yazmış problem neydi acaba diye’’söylendim.. Adam öyle bir laf salatası yapmış hani neye kızdığımı da unuttum aq. Sonra şöyle bir silkelendim kendime geldim. Bunlarla benim gözümü boyayamaz. Aramak için sormak için iş bahane olamaz. Sevgimi ben fazlası ile gösterdim her fırsatta âşık olmasam da öyleymiş gibi bunu yansıttım ki daha da birbirimize bağlanabilelim diye. Adamda tık yok olsa da olur olmasa da modunda götürdü işte ilişkiyi. Beyinsiz adam nasıl sinir etti beni anlatamam al beynimi senin olsun, sok götüne de beynin olsun...
 Her neyse hakkını yemem adam süper biri, yani eğer birbirimize vurulmuş olsak tam ilişki yaşanabilecek bir adam benim takıldığım insanlar içerisindeki en doğru insan bunu saklayamam umarım mutlu olur denedik olmadı işte…

Bende acısını tutmamak için hemen Kuşadası’ndan birini buldum. Doğru onun yanına gittim. Hem tatil hem kafamı boşaltırım acısını yasını tutmam diyerek onunla buluştum. Ap 37 yaş avukat beraber Kuşadası’ndaki gay plajına gittik. Böyle sarp kayalık bir tepe aştık. Sonra biraz daha yürüdükten sonra ne göreyim ben ölmüşümde cennete düşmüşüm. Etraf çıplak her türden gay ile dolu genç ,olgun, zayıf, kaslı, esmer, beyaz ,kıllı, kılsız aman Tanrım migros’un sebze meyve hali gibi seç beğen al. Açık büfe aq…bir yandan da içimden diyorum ki ‘’ara ulan şerefsiz adam az sonra beni tamamen kaybedeceksin’’. Ama tık yok.ara ara mesaj gelmiş midir diye bakıyorum son yazışmalarımızdan başka bir bok yok. Neyse topla kendini bırak o üzülsün mücadele etmiyorsa kendi bilir dedim. Emeğime yazıklar olsun diye diye aşağı indim. Herkes çıplak benim avukatta soyundu ‘’hadi sende soyun’’ dedi ben kaldım bu kadar adamın arasında nasıl soyunacağım ve nasıl yiyişecez. Sonra bir etrafıma baktım millet mercimeği fırına vermiş peçeteyle götünü daşşağını siliyor. Kayalıklar içerisinde birileri yiyişiyor. Oooooo aq  veterinerde aklıma gelip gelip duruyor bir an önce yapmassak ben cayıp gidicem diyerekten yapıştım bunun dudaklarına sevişerek soyunmaya başladım. Sonra ben buna o bana derken işimizi bitirdik. Ama adam altımda öyle bir çığlık atıyorduk ki millet bizim etrafımıza toplandı benim aleti gören yanaşıyor. Yaşlı göbekli bir amca başımıza dikildi eli şeyinde bizi izliyor. Hayır, konsantrasyonum bozuluyor alışık değilim de. Dedim ‘’amca az öteye gitsen de bende işime devam etsem ha’’. Allah’ın buruşuk muşambası kalktı gitti. Sonra tam çıkıyorduk hoş bir adam gördüm avukata sen devam et ben kolyemi unuttum ya diyerek aşağı gönderdim. Bu giderken yanından geçtiğim adamın kalçasından makas aldım adamda peşimden geldi kayalıkların arasında birbirimize oral yaparak boşalttık. Sonra ben oradan çıktım. Avukatla merkeze geldik bir şeyler yedik daha sonra vedalaştık. Karmaşık duygular içerisindeyim. Rahatlamam gerekti ama şuan daha çok elim telefona gidiyor. Acaba arar mı? Mesaj atar mı? böyle zamanlarda gelen opereratör mesajlarını görünce yaşanan hayal kırıklı paha biçilemez.

Peri Sikleri, Gözü olan poşet, Yeraltı Şehirleri


Veteriner ile her şey çok güzel gidiyor. Beraberken hiçbir sorun yok ama ben kendi yaşam alanıma dönene kadar (doğal ortamımda vahşi ve acımasız oluyorum) aramıza mesafeler girince bizde seyrek bir şekilde telefonlaşıyoruz. Ve Ben ondan uzaklaşıyorum. Zaten aşık değilim böyle olunca da iyice mesafe giriyor aramıza. Devamlı orada olamam da. Keşke yanında bulunduğum zaman gösterdiği özveriyi döndüğüm de gösterse.

Neyse Kayseri’ye geldim, her şey çok güzel gidiyor. Evi temizliyorum, hayvanlara bakıyorum,  yemek hazırlıyorum o ise sabah işine gidiyor akşam geliyor.  Böyle Bir hafta geçti…. Bunun Kayseri’de başka gay çift arkadaşları vardı. Onlarla bir hafta sonu kamp yapmaya gittik. Çok güzel vakit geçirdim. Derin Kuyu Yeraltı Şehrini gezdim. Herkese tavsiye ederim Ürgüp, Göreme, Avanos çok güzel yerler. Her yerde dev asa peri sikleri var. Güneş batana kadar gezdik. Sonra Ihlara Vadisine geldik. Kamp yapacağımız yere karar verelim dedik ama vadinin büyüklüğüne bakılırsa ‘’burada gecelemeyelim yarın gezeriz artık. Biz en iyisi krater gölünde kamp yapalım’’ dedik. Yolda bir krater gölünü ziyaret etmiştik. Tenha ve çok harika bir yerdi. Hepimiz oraya doğru yola çıktık vardığımızda hemen kamp ateşi için bir şeyler toplamaya koyulduk. Gruplara ayrıldık ama bir bok bulamadık. Sazlıklardan başka bir şey yok. Zaten hava karanlıktı fazlada uzaklaşamıyorduk. Bizde mangalı yaktık, etleri üzerine attık, yemeğimizi yedik. Bu arada ben sazlıkları kırarken parmağıma kıymık girdi. Karanlıkta çıkaramadım. Gece 1 gibi çadırlara girdik. Yanımızda birde benim veterinerin köpeği vardı. Sağ olsun Nöbetçi olarak sabaha kadar uyumadan durdu. Beni de uyutmadı. Ota bok’a havlıyor, bende ayı geldi, kurt geldi diye uyuyamıyorum. Doğal olarak veterineri de kaldırıp duruyorum.  Çadırın içinde çok rüzgâr vardı ve sürekli çadır üzerimize üzerimize vuruyordu… Ben gururumdan araca girelim diyemiyorum ama köpek durmadı oda benim gibi alışık değil tabi… 

 Veteriner’’ Köpeği arabaya bırakalım dedi. Bende’’ evet evet arabaya girelim orda daha rahat yatarız’’ dedim oda baktı ben çadırda uyuyamayacağım bir şey demeden çadırı toparladık bagaja deptik. Hemen araca girdik. Diğerleri mışıl mışıl uyuyordu valla. Neyse gece tenha dediğimiz yere paso araçlar girip girip çıktı. Dağların içinde bir yer… Yolu güzel ama her halde civar yerlerdeki en uygun sikişme yeri olsa gerek paso birileri araçla geliyordu. Bende iyice panik oldum bizim köpekte havlayıp durdu. Sonra gece bir ara uzakta parlayan İki göz gördüm bize bakıyordu. Bizim köpekte o yöne havlayıp duruyordu. Hemen kaldırdım veterineri ‘’kalk git bak dedim bir şey bizi izliyor’’. Adam gayet sakin bir şekilde içinden derin bir offf çekerek çıktı gitti poşete 2 tekme vurdu geldi.  Araç içerisinde de uyuyamadım. Her araba gelişinde kalk kalk birileri geliyor diyorum. Bu şekilde sabahı ettik ama uykusuzluktan geberiyorum. Sabah olduğunda parmağımın çok şiştiğini gördük.İçindeki kıymığı çıkarmak için uraştık minki bir şey içinden çıktı. Sonra arkasından cımbız ile bir asıldık içinden sopa çıktı. şaşırdık kaldık nasıl böyle bir şey ile durdum sabaha kadar anlamadım neyse uyandıktan 30 dk sonra yola çıktık. Biz guruptan ayrıldık doğru evin yolunu tuttuk.

Bir daha da asla doğada geçen korku filmlerini, gençlerin peşi peşine ölümüne neden olan doğaüstü şeyleri içinde barındıran filmleri izlemeyeceğim. Peri Sikleri, Gözü olan poşet, Yeraltı Şehirleri... birisi Saadettin Teksoya haber versin...

Daha sonra kamp ve gezi ile Cumartesi, Pazarımızı dolu dolu geçirdik ve Pazar gecesi Kayseri’ye döndük.. Yaklaşık Bir hafta daha kaldım. Sonra ailemin yanına geçmek için yola çıktım.

NAMUSLU OLANA HAYAT NANKÖR, OROSPU OLANA ÇOK BONKÖR

Çok güzel masa başı bir iş buldum.  Adam gel görüşelim demişti ama görüşmeye gidemedim. Çünkü adam beni çok beğenen bir gay arkadaşım.  Ne zaman beni telefonla arasa ‘’bugün gelmeyecek misin Görüşmeye?’’ diye sorar. Hep bir bahane öne sürdüm. En son aradığında da ‘’ben geleyim hem oturur konuşuruz ev müsait mi?’’ dedi. ‘’ya ben bir yerde iş buldum cv bırakmıştım kusura bakma’’ deyip başımdan saldım. Çünkü adam ben ona vermeden beni işe almayacaktı anladım. Zaten önceden de çok ısrar etmişti kabul etmemiştim. Ulan sevgilim olmasaydı fıstık gibi sex  partnerim mis gibi işim olurdu. Namuslu olana hayat nankör, orospu olana çok bonkör,

Üç yıl önce  çok  fena borca batmıştım durumum çok vahimdi. Okulum için zaten ailemden destek almıyordum. Okumasam ne kendime, ne topluma, nede vatana bir  yararım yoktu. Kafayı yemek üzereydim. Eğer güçsüz biri olsam, Allah korkusu olmasa çoktan urganı boynuma dolar kendimi asardım. Burs için başvurduğum insanlar beni geri çevirdi. İki derneğe başvurdum Atatürkçü Düşünce Derneği bana yetmiş tl burs bağladı. Çağdaş yaşamı destekleme derneği de Altmış tl idi sanırım burs vermişti. Daha sonra Atatürkçü düşünce derneği diğer dernekten burs alıyorum diye benim bursumu ikinci ayda kesmişti. Sanki dokuzyüz tl doktora bursu veriyorlar da bir de bana bir dünya laf söylediler eee neymiş ben Çağdaş Yaşamı destekleme derneğinden burs alıyormuşum. Neyse baktım olmayacak şahıs bursu için bir kaç yere başvurdum. Erkek olduğum için zaten yüzüme bakmadılar. Amım olsa bırak bursu ev bile tutardı zengin piç kurusu iş adamları. Klitoris koleksiyoncuları...  Bir yandan Arkadaşım Cemaat evinde kalıyordu oda burs veren adamlarla konuşmuş ona '' hangi cemaatten bizden mi diye sormuşlar'' lan sizin anlayışınızı sikeyim. İnsanım, yardıma ihtiyacım var, para değil iş istiyorum vermiyorsunuz, burs istiyorum vermiyorsunuz. Zaten o arkadaşımda sonradan bunların ne yavşak olduğunu anlayıp oradan ayrılmıştı. Tabi bütün hepsini aynı keseye koymuyorum ama çoğunluğu bu şekilde.
Baktım bunlardan bir cacık çıkmayacak bu süre zarfında ben iş başvurularıma devam ettim. Ama  kiram birikti kış günü yakıt ve aidat da duruyor. En son çare diyerekten nete girdim. Para ile biriyle yatacağım dedim ama kendimden iğreniyorum aklıma geldikçe midem bulana bulana arayışa koyuldum. Yazan oldu mu yüz tl diyorum. Birde yirmibeş tl veririm diyen olduğunda;
-‘’kaybol lan!!!! dükkânın önünü kapama, zaten yaşın olmuş kırkyedi buruşuk muşamba, seninle mi uğraşacağım aaa’’ deyip orospuluğun dibine vuruyordum. Lan bir düşündüm benim 1.550 tl borcum var benim bunu kapamam için yüz tl den onbeş kişi ile yatmam lazım sonrasında da benim yırtılacak götü  diktirmek için  genel cerrahiye gitmem gerek, kazandığım para ameliyatı karşılamaz ıh ıh yok olmaz zaten midem kaldırmıyor. Böyle bir şey yaptıktan sonra birde  psikolojik  tedavi almam da gerekecek ooooo en güzeli ben iş aramaya devam edeyim diye düşünüp hemen caydım. Zaten kendimi de biliyorum öyle bir şey olursa isyanın kralını yapar kendimi keserim. Hal böyle ikin yüce Mevla’m aradan bir kaç gün geçti geçmedi karşıma çok güzel fırsatlar çıkardı. İşe girdim. Aradan iki ya da üç ay geçti  Burs  da ayarladım ama tabi ki devlet bursu. Şu geri ödemeli olanından. Sonra yavaş yavaş her şey rayına oturdu.

 Veteriner bana ne oldu senin şu senin gay arkadaşının işi diye sordu. Olanları tüm çıplaklığı ile anlattım.Sanki ben onun için işi, adamı reddetmemişim gibi ‘’aşkım zaten adamı eve çağırsaydın biterdi’’ deyip geçti. Bu ne amk. İşe ihtiyacım var, senin için ben o işi kaçırdım. Allah’ım ya, yemin ederim yüzüne kezzap döküp götüne çomak sokasım var. Konuyu kestirip atmasına fitil oldum. Ben bekledim ki; 

-hayatım çok teşekkür ederim, gerçekten benim için bir fedakârlık yaptın, doğru olan buydu zaten. bende buradan iş bakayım istersen…. Hem yanımda olursun sana burada ihtiyacım var… 
 -Sevgilim senin için bende netten bakarım Ankara’da eleman arayan var mı? Yâda;
 - hayatım bu durumda ne yapmam gerek, ne söylemem gerek inan bilmiyorum ama benim için yaptığın şey çok güzel, seni gerçekten çok seviyorum. Ama şimdi ne olacak? sen ne yapacaksın? Başka yerlere cv bıraktın mı? Keşke elimden bir şey gelse yaaa…

  Varsa yoksa aklı gelecek olan  misafiri bay-x’de…  İki gün önce  Cuma günü bana arkadaşının geleceğini söyledi.  Aralarında bir şey olduğunu sanmıyorum. Söylediği gibi sadece arkadaşlar bence. Ama iç sesim öyle demiyor. Veterinerin beni boynuzladığını söylüyor… Bu iç sesin içini dışına çıkarıp götüne o boynuzları sokasım geliyor… Neyse Cuma günü bundan gizli Kayseri’ye gidecektim. Bir gün öncesinden çok plan yapmıştım ama maalesef Cuma sabahı acı bir gerçekle karşılamıştım. Sabah gözümü 6.30 da açtım. Kendimi tuhaf hissediyorum göz kapaklarımda uykusuzluktan mı nedir bir ağırlık hissediyorum. Gece zaten sürekli kâbus görmekten ölüp ölüp dirildim. Bir yanı yırtılmaya yüz tutmuş terliklerimi giydim, kapının kolunda asılı duran havlumu alıp uykulu uykulu lavaboya yürüdüm. Yüzümü bir güzel yıkadım kurulamak için kafamı kaldırdığımda ne göreyim aynada . Sağ gözüm bir şişmiş, şişmekten de kapanmış. Bende diyorum ki uykusuzluk çökmüştür. Sanki gözüm isyana gelmiş, kafamdan kopup tatile gidecek. .. Gece biri gözüme mi akıttı diye düşündüm. Bir keresinde partnerim yanlışlıkla gözüme attırmıştı. Üç gün gözüm kanlı gezdim.  Neyse kendimi öyle görünce hemen odama geri döndüm. Götümü devirip tekrar uyudum. Saat 10.00 gibi kalktım. kankam telefonla konuşuyordu beni görünce kahkahayı bir patlattı. Sevgilisine,

- hayatım tanıdığın bir cinci hoca var mı? İçimdekigay’e şeytan çarpmışta diye diye kıs kıs güldü orospu. Hayır, valla balkona yâda odaya işemedim. Yatağımda yemek kırıntısı ’da yok. Gece tırnak ’da kesmedim. Sakızda çiğnemedim üstelik abdestliyim. Bütün hurafelere uydum…

Veterinerin Oldukça yakışıklı otuzbeş yaşındaki arkadaşı Bay-x, Eee bizimki olgunlardan hoşlanıyor, üstelik adam yakışıklı ve hafta sonunu onunla beraber geçirecekmiş. %%^’+%+&++^’%’’^!!!!!???? İçime bir kurt düştü. Bay-x saat dörtte de Antalya’dan yola çıkacakmış ben de onun varış saatine göre buradan yola çıkacaktım. Veterineri o adamla yalnız bırakmamalıyım. Cumartesi, Pazarı onlarla birlikte geçirmeliyim. Sonra Bülent Ersoy’un’’ geç buldum erken kaybettim’’ şarkısı eşliğinde blog yazmak istemiyorum. Ben dün geceden planlarımı yapmıştım. Ama bu Hayko imajım ile Kayseri’ye gitmek değil bakkala ekmek almaya bile çıkamam.  Bende kadere boyun eğip gitmekten vazgeçtim.  Zaten ben niye kendimi yırtıyorum ki?İki tarafında rahatça birbirine siktiri çekebileceği bir ilişki içinde olmak çok boktan bir durummuş. Hayır, adam arıyor, soruyor ama çözüm üretemiyor. İşsizlik yüzünden belki de çok gerginim. Özlüyorum onun yanında olmak istiyorum, istiyorum ama yok. Kuru kuru seni seviyorum aşkım. Kafam gerçekten çok karışık. Al işte geçen gün kankam kendine partner arıyordu. Web cam açıktı. Adamın biri ile konuşuyordu. Tabi benim kankam adamı beğenmedi. Hayır, fiziğine her şeyine dibi düştü ama çekim olmamış. O sırada bende odasından bir şey alıyordum. Adam beni gördü ve kankama  sormuş. ‘’Tanışmak ister misin’’? dedi. ‘’Hayatım Veteriner var, Unuttun mu?’’ dedim. Adama bir baktım Allah’ım hayalimdeki erkek o vücut, o kaslı göğüsler, o kıllar birde kankam adamın her yerini görmüş fotolarından. Alet xxl, sanki bitümlü su borusu, hatta ana su borusu gibi. Hani işçiler üzerinde çalışınca genelde hep patlar her yeri sular basar ya aynı öyle. Bende üzerinde çalışma yapsam iki mahallenin dört haftalık şebeke suyunu içime depolarım. Doğaya salsan ne kuraklık kalır ne başka bir şey…  Bu insanların Dünya Mirası Listesine girmeleri gerekiyor. Adam bu kadar zaman çıkmaz karşıma tam ilişkim varken gelir beni bulur. Neyse tabi ben silkelenip kendime geldim. Adam çok ısrar etmiş, numarasını bile vermiş ‘’ görüşmek isterse arasın lütfen’’ diye.  Ahhh ah hayatımın seks partnerine ve belki de aşklarına elveda deyip kendimi çok üzeceğim bir ilişkinin ortasına attım galiba. Ben onun için cennetin güzelliklerine sırt çevirdim.
 Yarın İstanbul’a dönüyorum çok ağır bir iş buldum. Sanırım orada çalışacağım. Telimi de kapatıp dünyaya küsüp amelelik yapacağım. Sevgilim var ama ben neden kendimi hala çok yalnız ve hayata karşı savunmasız hissediyorum? Aslında ilişkimde sorun yok gibi. Ben bu iş olayı yüzünden çatacak yer arıyorum. Boş durmaktan nefret ediyorum. Elim ayağım tutuyor, kimseye ihtiyacım yok çok şükür. İşi de kendi başıma ayarlar bulurum bir şekilde ama işte karşı tarafta en azından benim derdimi paylaştığımda ciddi bir olay gibi davranıp bana çözüm sunsun istiyorum.  İlgilensin istiyorum ya valla tembellikten değil ukalalık gibi mi gelecek bilmiyorum ama ben sekste sınırsız, mutfakta sunumuyla göz dolduran, sevgide bonkör, ilişkide sadık,zeki bir okadar aptal biriyim. Bu kadarcık şeyi hak ediyorum ya Ondan çok şey mi istiyorum acaba....

Hayatım boyunca hep kendim başıma bir yerlere geldim, hep bir yerlere geldikten sonra insanlar dostluk için, sevgili olmak için, iş için yanıma geldi. Birkere de ben baştayken kimse elimden tutmadı. Benim derdime ortak olsun bana tavsiye versin, kestirip atmasın istiyorum sadece. Şuan benim hayatımın merkezi şu iş olayına kayıyor.  Umarım herşey yoluna girer...