İstanbul’a geldim. Ailemle
Bir hafta geçirdim. birbirimizi çok
özlemişiz. Bu arada ne oldu ise Kayseri’den dönünce veteriner ile aramda
soğukluk başladı. Yanı telefonlaşmalar azaldı. Gerçi o hep böyleydi. Neyse
baktım adam sadece köpeği çişe çıkarınca arıyor.
Sabah kalkıyor ‘’Günaydın’ ’diyorum
‘’günaydın bugün çok işim var’’ diyor.
Başkada bir şey demiyor. Sanki ayrılmak için işi öne sürüyor gibi geldi.
Böyle yürümeyecek gibiydi. Bende ayrılmak istediğimi söyledim ilk başta çok sinirlendim
biraz saydırdım sonra ayrıldık. İşte aramızda geçen o mesajlar;
-İcimdekigay; ‘’Sikicem
işini gücünü, ağzımı bozmayayım sabredeyim diyorum, amacın ne senin? Hayatımda
var mısın yok musun? Yarışmasına çevirdin bir varsın bir yoksun. Başından
salmak için mi yapıyorsun anlamadım. Bu ilişkiye sanki ben zorluyormuşum seni
gibi davranıyorsun. İlişkimiz olduğunu yalnızca haftada 14 kez
hissettiriyorsun, onda da köpeğin sidik zamanlarında aklına geliyorum, benle
dalga mı geçiyorsun, alay mı ediyorsun, bilemedim ama kaçan kovalanmaz bende
...
-İcimdekigay; Aşk test çözmeye benzemez, bir önceki sınavın
kötü geçmiş olabilir ama ben o sınavdaki aynı soru değilim, onun yanlışları ve
doğruları benimkinden çok farklı. Sen hala o kazanamadığınız sınavda yaptığın
hataları önündeki sınavda yapmamaya çalışıyorsun ama hayat aynı soruyu 2 kez
sormaz… Ben dışarı çıkıyorum sinirim bozuldu. Arama beni şuan…
-Veteriner: Doğrusunu
istersen bu mesajları aldığımda gerçekten hayal kırıklığına uğradım, çünkü
benim tarafımda bu mesajlarının içinde bulunan duygu ve düşüncelerin zerresi
yok, yani kötü anlamda yok.
> Herşeyden önce ne olursa olsun kesinlikle işime hakaret etme hakkın yok.
Ben senin gördüğün veya görebileceğin en başarılı veya yetenekli birisi
olmayabilirim. Ancak şu an bulunduğum noktaya kimsenin zerre yardımı olmadan
geldim. Kendi çabalarımla, gücümle, yeteneğimle, özelliklerimle. Halen de
kendimi eğitmek ve işimin sürekliliğini sağlamak için çok çalışıyorum. Bu
yüzden kimsenin benim işim ve işim için yaptıklarım hakkında tek bir kelime
söylemeye hakkı yok. Hele ki senin hiç yok, olamaz da. Sen ilk önce hayatını
kur ondan sonra bunları sorgula. İşim benim hayatımın merkezi olmamakla
birlikte, ben bu hayatımı yaşabilmek için bu işe muhtacım ve bu işi yapmaktan
da çok mutluyum
> Senin yaptığın ve yapmak istediğin herhangi bir işi benim ne zaman
küçümsediğimi gördün. Tam tersine hemen her şeyine destek vermeye, yapmak ve
gerçekleştirmek istediğin planlara senin bakış açından bakmaya ve ileride
karşılaşabileceğin başka alternatifleri göstermeye çalıştım. Başarılı
olamayabilirim, ama en azından deniyorum, kendi mesleki yaşam tecrübelerimin
doğrultusunda senin hayatında zaman kaybetmemen için önerilerde bile bulundum.
> Hayatımız bir şekilde ve güzel bir şekilde kesişti, bunu adım adım
yaşamaya çalışıyorum ben ve her bir adımda kendi içimde daha bir yaklaşıyorum
sana, ama şu gönderdiğin sms mesajları beni 10 adım geriye götürdü.
> Şu anki halinden daha doğal ne olabilir acaba? Söyler misin? Sanırım
cevabın daha önce bana defalarca söylediğin gibi "senin sevgini
hissdemiyorum, beni yeterince aramıyorsun, v.s. v.s.". Acaba uzaktayken ne
kadar olacak, bundan daha fazlası ne olacak söyler misin?
> Köpeğimi gezdiriken arıyorum, çünkü
gün içinde neredeyse çevremde insanların olmadığı tek an o zamanlar oluyor,
kaldı ki bazen arayayım diye köpeğin tuvalet bahanesi ile çıkıyorum. Hem ne
olmuş o zamanlar aramışsam. Senin gibi hastalıklı bir şekilde mi bakmam lazım
telefon etme zamanlarına.
> Boş olan ben değilim sensin, o kadar önemsiyorsan herhangi bir yere gitmez
harcayabileceğin her zamanı benimle Kayseri'de geçirirdin.
> Farkında mısın, uzakta olduğun ve her boş kaldığın zamanlarda böyle
histeri krizlerine tutuluyorsun. Sence doğal ve sağlıklı bir durum mu?
> Hayatıma giren kişiler, çıktıklarında çıkıp giderler, onlara karşı bir
bağlılığım kalmaz. Evet onların bende yarattığı üzüntü ve sarsıntılar olabilir,
ama bunları hayatıma girmiş bir kişiye aktarmam, en azından ona olan sevgime ve
ilişkime yansıtmam. Sen hayatımdaysan sen varsın başkası da yoktur benim için.
Ayrıca Aşk senin dediğin beklediğin gibi de vıcık vıcık bir durum değildir.
Değerlidir. Zaman ister, emek ister. Kişiler boş kaldığında anlık histeri
krizleri ile yaşanacak şeyler değildir.
> Ne yapayım yani, gereksiz kıskançlıklar mı istiyorsun benden? Kusura bakma
hiç yapamam. Eğer kendini benimle güvende hissetmiyorsan bunu söyle. Ben sana
baştan güvenmeyi seçtim. Bu bile senin için önemli olması gerekmez mi? Senden
kaçan yok ki kovalanayım. Ama gitmek istiyorsan ve bahane yaratmaya
çalışıyorsan bunu da açık söyle lütfen, GİTMEK İSTEYENE KAL DEMEM ve arkasından
bende koşmam.
> Gönderdiğin mesajdan çok KIRILDIM çok. Ve beni sana karşı içimde
bulunduğum yerlerden daha gerilere attın. Düşünmediğim, yapmadığım şeylerle
suçlanmak beni çok üzer ve kırar ve sende tam bunu yapıyorsun.
> Umarım gezmen bitince ararsın da konuşuruz.
Bu mesajları okuduktan sonra ‘’lan ben neden bu adam kızdım.
gayet mantıklı yazmış problem neydi acaba diye’’söylendim.. Adam öyle bir laf
salatası yapmış hani neye kızdığımı da unuttum aq. Sonra şöyle bir silkelendim
kendime geldim. Bunlarla benim gözümü boyayamaz. Aramak için sormak için iş
bahane olamaz. Sevgimi ben fazlası ile gösterdim her fırsatta âşık olmasam da
öyleymiş gibi bunu yansıttım ki daha da birbirimize bağlanabilelim diye. Adamda
tık yok olsa da olur olmasa da modunda götürdü işte ilişkiyi. Beyinsiz adam nasıl sinir etti beni anlatamam al beynimi senin olsun, sok götüne de beynin olsun...
Her neyse hakkını
yemem adam süper biri, yani eğer birbirimize vurulmuş olsak tam ilişki
yaşanabilecek bir adam benim takıldığım insanlar içerisindeki en doğru insan
bunu saklayamam umarım mutlu olur denedik olmadı işte…
Bende acısını tutmamak için hemen Kuşadası’ndan birini
buldum. Doğru onun yanına gittim. Hem tatil hem kafamı boşaltırım acısını yasını
tutmam diyerek onunla buluştum. Ap 37 yaş avukat beraber Kuşadası’ndaki gay
plajına gittik. Böyle sarp kayalık bir tepe aştık. Sonra biraz daha yürüdükten
sonra ne göreyim ben ölmüşümde cennete düşmüşüm. Etraf çıplak her türden gay
ile dolu genç ,olgun, zayıf, kaslı, esmer, beyaz ,kıllı, kılsız aman Tanrım migros’un
sebze meyve hali gibi seç beğen al. Açık büfe aq…bir yandan da içimden diyorum ki
‘’ara ulan şerefsiz adam az sonra beni tamamen kaybedeceksin’’. Ama tık yok.ara
ara mesaj gelmiş midir diye bakıyorum son yazışmalarımızdan başka bir bok yok. Neyse
topla kendini bırak o üzülsün mücadele etmiyorsa kendi bilir dedim. Emeğime yazıklar
olsun diye diye aşağı indim. Herkes çıplak benim avukatta soyundu ‘’hadi sende
soyun’’ dedi ben kaldım bu kadar adamın arasında nasıl soyunacağım ve nasıl
yiyişecez. Sonra bir etrafıma baktım millet mercimeği fırına vermiş peçeteyle
götünü daşşağını siliyor. Kayalıklar içerisinde birileri yiyişiyor. Oooooo aq veterinerde aklıma gelip gelip duruyor bir an
önce yapmassak ben cayıp gidicem diyerekten yapıştım bunun dudaklarına
sevişerek soyunmaya başladım. Sonra ben buna o bana derken işimizi bitirdik. Ama
adam altımda öyle bir çığlık atıyorduk ki millet bizim etrafımıza toplandı
benim aleti gören yanaşıyor. Yaşlı göbekli bir amca başımıza dikildi eli
şeyinde bizi izliyor. Hayır, konsantrasyonum bozuluyor alışık değilim de. Dedim
‘’amca az öteye gitsen de bende işime devam etsem ha’’. Allah’ın buruşuk
muşambası kalktı gitti. Sonra tam çıkıyorduk hoş bir adam gördüm avukata sen
devam et ben kolyemi unuttum ya diyerek aşağı gönderdim. Bu giderken yanından
geçtiğim adamın kalçasından makas aldım adamda peşimden geldi kayalıkların
arasında birbirimize oral yaparak boşalttık. Sonra ben oradan çıktım. Avukatla merkeze
geldik bir şeyler yedik daha sonra vedalaştık. Karmaşık duygular içerisindeyim.
Rahatlamam gerekti ama şuan daha çok elim telefona gidiyor. Acaba arar mı? Mesaj
atar mı? böyle zamanlarda gelen opereratör mesajlarını görünce yaşanan hayal
kırıklı paha biçilemez.